Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

nigde ve tahinlisi ve nigde sporu

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Genel
Forum Adı: Dünya
Forum Tanımlaması: Genel Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2588
Tarih: 31-Aralık-2024 Saat 02:12
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: nigde ve tahinlisi ve nigde sporu
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: nigde ve tahinlisi ve nigde sporu
Mesaj Tarihi: 26-Aralık-2024 Saat 12:35


Mehmet BAŞ paylaşımı






Tahinli Kokan Ramazanlar, Çarli ve Niğdespor
Niğde’ye Ramazan ayı geldiğinde, sokakların havası değişirdi. Sıralı Cami’nin minaresinden yankılanan ezan sesiyle iftar vakti yaklaştıkça, Çarli Usta’nın fırını önünde kuyruklar uzardı. Fırının kapısından yayılan sıcak tahin kokusu, aç insanların sabrını zorlar, çocukları heyecanlandırırdı. Eski Niğde’nin en ünlü tahinli ustası olan Çarli, sadece hamur işinde değil, aynı zamanda Niğdespor tribünlerinde de ün yapmış bir adamdı. Onun amigoluğunu yaptığı maçlar, şehirde unutulmaz günler yaşatırdı.
Çarli, sabahın erken saatlerinde fırının taş tezgâhında hamuru yoğurur, kolunun üzerinde incecik açar, üzerine tahini bolca sürerdi. Yaptığı tahinliler sadece bir fırın ürünü değildi; her birine Niğde’nin ruhunu katardı. Esnafın, mahallelinin ve özellikle çocukların sevgisini kazanmıştı. Onun tahinlileri, Ramazan sofralarının baş tacıydı.
Ama Ramazan dışında da Çarli boş durmazdı. Niğdespor’un maç günlerinde fırının kepenklerini erkenden indirir, boynuna Niğdespor atkısını takar ve tribünlerde yerini alırdı. Coşkulu sesiyle tezahüratlar yapar, takımı ateşlerdi. Tribünde "Amigo Çarli" olarak anılırdı ve onun liderliğinde, Niğdespor’un taraftar grubu adeta bir orkestra gibi senkronize olurdu. Fırındaki mahareti, tribünlerdeki enerjisiyle birleşince, Çarli şehrin kahramanıydı.
O gün Ramazan ayının tam ortasıydı. Sıralı Camiye doğru giden sokaktaki fırının önünde, kuyruk her zamankinden daha kalabalıktı. Çocuklar ceplerindeki bozuk paraları sıkı sıkı tutuyor, yetişkinler ise sabırsızlıkla sıralarını bekliyordu. Çarli Usta, fırının içindeki yoğunluğa rağmen herkesle şakalaşıyor, hiçbir müşteriyi boş çevirmiyordu.
Hüseyin, Emine ve Hasan, ellerinde tuttukları küçük bir bozuk para kesesiyle sıranın en arkasında duruyordu. Hüseyin’in yüzü biraz asıktı. “Bu kadar kuyrukta sıra bize gelene kadar tahinli kalmazsa ne yaparız?” diye mırıldandı.
Hasan gülümsedi. “Çarli Usta bize illa bir şey ayırır. Onun kalbi geniş!”
Emine, çocuklara gözlerini devirdi. “Ama ya kalmazsa? O zaman iftarda ne yeriz?
Nihayet sıra onlara geldiğinde, Çarli Usta tezgâhtan yeni çıkan tahinlilerden birini büyük bir ustalıkla kâğıda sardı ve çocuklara doğru eğildi. “Haydi bakalım, bunlar sizindir,” dedi.
Hüseyin utangaç bir şekilde parayı uzatmaya çalıştı. “Ama bu yetmez...”
Çarli Usta elini salladı. “Para mara istemem. Siz, bu tahinliyi eve götürün, annenizle sıcak sıcak paylaşın. Ama bir şartla: Yarın Niğdespor’un maçına geliyorsunuz. Tribünde sizin gibi coşkulu çocuklara ihtiyacım var!”
Çocuklar, ellerindeki tahinliyi sımsıkı tutarak fırından çıktılar. Hüseyin gülerek, “Amigo Çarli’nin borcunu tribünde ödeyeceğiz,” dedi.
Eski Niğde'den Ne Kaldı
O yıllar, Niğde’nin en sade ama en güzel günleriydi. Kığılı Cami’nin çevresindeki taş evler, dükkanlar eski ama sağlamdı. Pazara çıkan şalvarlı kadınlar, dar sokaklardan geçerken alışveriş torbalarını taşır, sohbet ederdi. Çarli Usta’nın tahinlisi, iftar sofralarına konulacak en değerli parçalardan biriydi. Ama o tahinlinin tadı, sadece malzemesinden değil, içine katılan eski zamanların ruhundan geliyordu.
Yıllar sonra Niğde’nin sokaklarına dönen eski bir yüksekokul öğrencisi, bu manzarayı hayalinde canlandırdı. Şehir büyümüş, modernleşmişti. Sırali Cami hâlâ yerindeydi ama fırının yerinde yeller esiyordu. “Çarli Usta burada olsaydı...” diye düşündü. O günlerdeki gibi tahinlinin kokusunu almak istedi. Ama o koku sadece hatıralarında yaşıyordu.
Niğdespor’un tribünleri artık daha sessizdi. Çünkü Amigo Çarli’nin sesi kadar samimi bir coşku, ne tribünlerde ne de sokaklarda duyuluyordu. Ama eski şehrin insanları, eski mahalleliler, eski çocuklar her Ramazan, onun tahinlisini ve tribünlerdeki şarkılarını hatıralarında yaşatmaya devam ediyorlardı.
Mehmet Baş






Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 26-Aralık-2024 Saat 16:38

İşte

Atlasın atına atı olanlar
Her civcivden horoz olmuyor işte
Tutsun dümenini yatı olanlar
Fakirin çilesi dolmuyor işte
Eşeğin yavrusu bir kara katır
Zalimler elinde sallanır satır
Gavurun eniği koymadı hatır
Garipsen suratın gülmüyor işte
Uçkurdur mezhebi midedir dini
Gider mi Adem'e şeytanın kini
Yaraşmaz kurtlara köpeğin ini
Cahiller halinden bilmiyor işte
Tavşanın peşinde koşarsa tazı
Güzele zulümdür çirkinin nazı
Silinmez Mevla'nın yazdığı yazı
Gidenler geriye gelmiyor işte
Azdıkça azıyor bir fırsat bulan
Palanı gevşetir çözülen kolan
Kel kalır sonunda saçını yolan
Mevsimler yerinde kalmıyor işte
Dikilmiş yollara bir sürü bina
Her suyun başında mahsulü zina
Malum yerlerine yaksınlar kına
Tutmuş yollarını salmıyor işte

Mehmet Baş






İnsanın insana kini bitmez.. bu yolda alevi sünni fark etmez.. çıkarı dost olan yararı görmez.. ister özlemi dünya değil ahiret olsun..

osmanziya





Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info