Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

4 subat 2025

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2632
Tarih: 03-Şubat-2025 Saat 02:04
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: 4 subat 2025
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: 4 subat 2025
Mesaj Tarihi: 01-Şubat-2025 Saat 19:34


https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2632


Ünlu matematik âlimi CANTOR demiş ki
"Matematikte soru sorma san'atı problem çözmekten degerlidir."

SORMAK işin yani çözumun yarisdir ve başlangic kismidir da ondan.

SORU.. bilinenlerden çikarilan bilinmeyendir. Ancak sorunun ortaya çikmasi için oncelikle bir ZORLUGUN bulunmasi gerekir.

Kimileri bu zorlukta yakinir kimileri çozumu yuklenir. Azinlikta kalan bu yukleniciler DÜŞÜNEREK once zorlugu ifade edilebilir bir kac soruna indirger.

Sonra sorunlari DÜŞUNEREK sorulara çevirirler.
Geriye işin dıger yarisi kalir; yine DUŞUNEREK bilinmeyenler içindeki bilinen olan YANITI bulurlar. Yanitin çozume donuşmesi icin yine DUŞUNME gerekir. Çozumun kolayliga donuşmesi içinde yine DUŞUNME lazimdir.

Bununla beraber bu tefekkur ve tezekkur faliyeti boşlukta degil bir sosyo kulturel ortamda ve kader projesinde ve kaza programinda gerceklesir ve keşifler ve inovasyonlar birbirine eklemlenir ve esinler sezinlemere karişir.. kotulukler iyiliklere iyilikler kotuluklere bulasir ve kendimizi bu çagdaş uygarligin içinde buluruz.


Misal iste bu kitab.. tekerden elektrike.. elektrikte elektronige geçisimizi oykusunde keşif ve icadlarin oykulerini anlatirken bana sadece soru ve yanit isini isin butunu olan KONU'yu hatirlatti


İnsanın tefekkur ve tezekkur faliyeti boşlukta degil bir sosyo kulturel ortamda ve kader projesinde ve kaza programinda gerceklesir ve keşifler ve inovasyonlar birbirine eklemlenir ve esinler sezinlemere karişir.. kotulukler iyiliklere iyilikler kotuluklere bulasir ve kendimizi bu çagdaş uygarligin içinde buluruz. Misal bu kitab.. Ali Çimen'in Tarihi Değiştiren Keşifler ve İcatlar kitabı..

Sorun ve çozum ile yuklenme ve yakinma
DENKLEMINI çözmede

hizli bir anlam surucu ve kolay bir anlatim aygiti barindiran YBA..
X teknigini OGRENME
ve Y yontemini KULLANMA
ve Z dilinden yararlarak herkesin uygulayabilecegi bir çalısma haline gelebilmesini sağlamak icin yaptigimiz girişim ve başlangiçlarin meyve vermesini teminen Izmir

KONAK ta 4 şubat 2025 sali gunu bir etkinlik duzenledik.

Etkinlige katilmak isteyen arkadaşlar beni telefonla arayabilirler.

Saygilarimla.. sağlicakla kaliniz.

Mustafa BUGUCAM

02.02.2025















BİLİM ziyadır.. DİN hararettir.. benzetmesi bana da ilgi çekici gelindi. Bilinenlerden bilinmeyenlere giden yolculuğumuzda bilimde ve tarihte temsil dinde ve edebiyatta teşbih ne işe yarar.. benim aklıma iki gerekçe geldi.. siz ne düşünüyorsunuz.. yazdım bir yerde.. fakat fikirleri alıp yararlandığında teşekkür bile etmeyip.. hatta çalıp onların aydınlığından yararlananları hatta ad vermeyerek paylaşıp hatta kullanıp bir sürü zibidi bildiğimden paylaştığım yerde iki gerekçeyi söylemedim sadece zordum pardon sordum.. burada geçmişe gitsin üzerimde yük kalmasın diye söylüyorum: Birincisi dinde teşbih (metafor) ve benzetme soyut hakikatları somutlaştırıp halka örnek vermeye yarar.. ikincisi bilimde temsil ve analoji tümevarım ve tümden gelimin anasıdır.. çünkü BENZETİM ile kapalı sav açık bir kanıtla saptanmaya ve isbat edilmeye yarar. Bu dediğim iki gerekçe soyut ve tümel olduğundan çok kimse anlamayacaktır. Bunun içinde ÖRNEK ve numene vermek gerekecektir. Bununla anladım ki benzetme ve benzetim her ne kadar birbirine BENZER ise numune örnek biraz onlardan ayrıdır. ÖYKÜNME de buradan kafasını uzattı bende varım dedi. böyle de listeyi dörtlemiş olduk: Benzetme, Benzetim, Örnek ve Öykünme.. işte bunun üzerin mis gibi YBA çalışması yapılabilir.. lakin benimle konuşmaya korkanlar bir süre sonra erişemedikleri için düşmanlığa başlıyorlar. Entelektüel dünyanın bir cilvesidir bu. Entelektüel dünya ise bin ENE'ler dünyasıdır.. atlar tepişmeden duramazlar. Bize ar yükü ve ad yolcusu taşıyan bu AT'ları tanımak ve tanıtmak düştü.. saygılarımla. osmanziya 31.01.2025




Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 02-Şubat-2025 Saat 16:09
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2632 "Namuslu bir insanim diye övünülür mü hiç ?

Herkes namuslu olmak zorunda değil midir ?" diye sormuş Suç ve Ceza.. kesinlikle zorunda değildir.. olan olur ve olması gereken bulunur.. dürüstlük zorunluluk değil gerekliliktir. Zorunlu olan 2x2=4 dür.. o da gerçek değil.. sadece doğru.. Övünmeye gelince hakiki manana da övünememeyiz fakat mecazi anlamda.. diğerlerinden farkı olan başarısı için kıvanç duyar bir kimse. Zaten bu tür güdü ve dürtü olmadan hareket ve faaliyette bulunmaz. osmanziya yontembilim.com


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 02-Şubat-2025 Saat 16:41
Bilhan AKKAYA paylaştı

8 YÖN BİZE NE ANLATIYOR?
Güneş yıl içinde Dünya üzerine sekiz yönden hareket eder. Yaşadığımız kuzey yarımkürede, güneş doğudan yükselip batıdan batar. İlkbahar ve sonbahar ekinokslarında, kışın ve yazın 4 ayrı eyim ile doğar ve batar.
Dolayısıyla Güneş'in antik temsillerinin çoğu haç şeklindedir. Astronomik bir haç; dört açıya bölünerek tasvir edilmektedir. dört ana yön sekiz yöne ayrılarak betimlenmiştir güneşin eğimine göre.
Uzmanların kabulune göre sekiz sayısı; tamamen erken astronomi ile bağlantılı bir çıkarımdır. Sekiz; güneşin doğuş ve batış döngülerini temsil eden kozmik sistemin uyumunu ve dengesini belirten bir rakam olarak görülmüş olmalıdır.
Akademik olarak Sümer tanrısı ′′ Anu ′′ ya da ′′ Elo ′′ olarak bilinen tanrının yıldızı; tasvir edilen en eski sekiz yıldızdan biri olan Dingir ′′ anlamına gelen gökyüzünün tanrısı olarak kabul edilmiştir.
Cennet kelimesi veya herhangi bir isimden önce kullanılması, Tanrı Anu 'dan gelen ilahiyat veya otoritesinin bir göstergesi haline gelmiştir. Anu; Sümer mitolojisindeki tanrı panteonunun başıdır.
Tanrı Anu, göklerin ilahı, tanrıların atası, din ve her otoritenin yüce kaynağı olarak görülmüştür.
Yüce Tanrı ve tanrı panteonunun başı olmasına rağmen; ibadetler, oğullarına ve özellikle de fırtına tanrısı olan oğlu Enlil'e yapılmıştır. Bir süre sonra tapınım komple Enlil'e yapılmaya başlanmıştır.

Babil döneminde tapınım Tanrı Marduk'a geçmiştir.
Uruk'taki ana ibadet merkezi MÖ 2334-MÖ 2154 yılları arasında kızı İnanna'ya geçmiştir. Samiler'in gelişi ve Akkadlar'ın hakimiyeti ele almasıyla Tanrıça İnanna; İştar'a dönüşmüştür. Cennet kraliçesi İnanna sekiz yönlü yıldız ile temsil edilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda çiçek sembolü; Tanrıça İştar'ın simgesi haline gelmiştir.

İştar; Dünya yani Ki ve cennet arasındaki kutsal evlilik yıldızıdır.
İnanna, İştar, Dumuzi ve Temmuz arasındaki kutsal evliliğin yıldızıdır.

Sekiz yıldızın kullanımı farklı simgelerin temsilciliğinde güneşi kucaklayarak Hıristiyanlığa taşındı, güneşin haçı İsa 'yı kucaklarken, daha sonra dört İncil' de temsil edilen güneşin temsilcisi, İsa 'nın Güneş' i kucakladığı gökyüzünü temsil eden sekiz yıldızı oluşturur.
İslam ' da, Güneş ışıklarının yönlerinin toplanması ve birleşmesinden oluşan sekiz yıldız, cahiliye döneminden başlayarak İslam döneminde yaygın olarak kullanılmıştır.
Sekiz uçlu yıldız simgesi; Mezopotamya ülkelerinin mirasının orijinal bir sembolüdür, gökyüzünü temsil eden ve astronominin ilk sonuçlarını ortaya koyan bir simgedir. Tek tanrılı dinlerden İslam; astronomiyi anlamış ve üzerinde çalışmış hac, oruç, bayram, namaz vakitlerini vb. belirlemek için kullanmışlardır.
Kadim Mezopotamya bilgisi Yunan medeniyetini etkilemiştir. Suriyeli bilim insanları o aşamada bölgenin mirasından yararlanarak astronomik bilgiyi topraklarına geri getirdiler. (Süryani, Keldani)

Sekiz uçlu yıldız sadece astronomik bir simge değildir. Felsefi bir yönü de vardır. Sufiler ve ruhsallıkla da ilgiliydi. İnsanın mükemmellik ve güç veren en derin sırlarını ifade eden bir simgeydi. Merkezinde dokuzuncu küçük çember olan sekiz uçlu yıldız Sufi sembollerinden en önemlilerindendir. İç ilahi bileşeni ve ruhu temsil etmektedir. Merkezdeki maddi dünyayı temsil eden çemberle, münzevi kavramını temsil eden bir çemberden oluşmaktadır. Madde dünyasından ideal dünyaya geçiş anlamına gelmektedir.
Yazı ✍️: Bilhan Akkaya




Tum bunlarin kökü + işareti olup Kazim MIRŞAN'ın ortaya çikardiğiv17 bin yıllik TURK kulturunde yer alir. Çadirlarda TAMGA ya da DAMGA adıyle kullanilmistir. + isareti sembolizmde TANRI'yı simgeler. 2300 yıllik Aristo saltanatini bu ANALITIK DUZLEM denilen çizgilerle bitiren DESCARTES onun MATEMATIK kullanimini başlstmiştir. Biz de YBA ile METODIK kullanimini başlattik. osmanziya


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 03-Şubat-2025 Saat 01:39
Türkiye de neden ya da niçin entelektüel çıkmıyor ? Sorusun kısaca "nasıl" ve "niye" ismi ve harfi manalarının ayrılmadığı için diye cevap verebiliriz. Bu taakkül sorunu tasavvur ve teşekkül alanları birbirinden ayrılamadığı gerekçesine bağlayabiliriz. Alim düzeyine gelmeyen metinin literali ve mananın konseptualinden tamamiyle ve kemaliyle tefrik edemez. Bu da işaret (anlama) ve delaletin (açıklama) ikincilinden basarın ve nazarın birinciline ulaştırmaz. Bu durum adamın ve sözün ayrı ayrı incelenmesini gerektirir. Bu işi de avamı nas yapamaz. Sonuçta tefrik ve teşhis ve tarif kolay bir iş değildir. Kimi zor sözlere tevazu gösteremez.. kimi de adama tenezzül etmez. Sonunda bir kuvvet gelir sahibi ilmi ve hakimi iradeyi akibeti olan yöne döndürür. osmanziya https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2632



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info