Mehmet Bas
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2891
Tarih: 17-Ekim-2025 Saat 21:20
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: Mehmet Bas
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: Mehmet Bas
Mesaj Tarihi: 17-Ekim-2025 Saat 11:45
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2891 Değerli Kardeşimle yaptığım KONUŞMA.. aslında YBA ile bir ÇAĞRI.. her çağrı bir ağrıdır.. bir derde devam bir yaraya yare.. bir ağrıya bir çare.. her probleme bir çözüm.. her konuya bir çözümlemedir.
Yöntem Bilimsel Analiz'e çağırdığım entelektüellerden Mehmet Baş Kardeşimle yaptğımız konuşmadır. 
Değerli Kardeşimin Yazısı Üstad Sezai Karakoç'un eski bir fotoğrafı. Ben üstadı yaşlılık zamanında tanıdım. Son yirmi yılını yakından biliyorum. Birgün bana "ihtiyarlar yapabilse, gençler bilebilseydi" dedi. Üstadın hayatı bir rol model olarak sinemaya aktarılmalı bence. Hatıratını herkes okumalı. Bir insan nasıl onurlu ve dik durarak taviz vermeden, şerefli bir şekilde ömrünü tamamlar , öğrenmek isteyen Üstadın hayatına ve eserlerine baksın. O yenilirken bile kazandı. Kazanırken kaybedenlerden olmadı. Allah rahmetini ondan esirgemesin ... dedim ki: Amin. Rabbimiz Rahmetli Hocamızın ecrini zayi etmesin Inşaallah. Ancak bir insanin başka insana kapilanmasini dogru bulmam. Tapulanmasi zaten nikah gibi geçici vatandaşlik gibi hukukidir. Sadece nebinin ittibai ve kitabin intisabi olur. Hocalarin talebeleri ve şeyhlerin muridleri, akil ve kalbin açilmasi ve gelişmesi için vasita ve vesiledir. Ancak insanın da bir HARF (ar) seviyesi bulunuyor. Üç "ilgi" duzeyi oluyor. Ilk duzeyde insan KİŞİLERE bağlanir. Kişiye itimad eder ve bağlandiği kisi ne derse onu yapar. Ikinci seviye insan OLAYLARA baglanir. Sebeb sonuç ilişkilerini kaynaklari ve hedefleri için kullanir. Tabiri caizse SWOT analizi yapar. Üçüncu seviyesi ilk iki gereksinim düzeyinden kurtulabilen kimseler, kişilerin ve olaylarin ustundeki "olgu"lar duzeyine yukselir. Olgu ve ve vakıa ve Yasa düzeyine gelen Riyaset ve Riayet ile rivayet ve Dirayet ayırdına vararak iradenin ve ilmin esrarını ve envarı anlar. metninizi okudum hemşehrim; düşünce yapınız oldukça derin ve dikkat çekici, ancak bazı kısımlarda mantıksal ve kavramsal tutarsızlıklar göze çarpıyor. “Nikah gibi geçici” ifadesi hatalı bir öncüle dayanıyor, çünkü nikah mülkiyet değil, mesuliyet bağıdır. “Sadece Nebiye ittiba ve kitaba intisap olur” sözünüz, ardından gelen “hocalar vesiledir” ifadesiyle çelişiyor. Üç aşamalı sisteminiz —kişiye, olaya ve olguya bağlanma— arasında geçişler yeterince temellendirilmemiş; araya “ilkeye bağlanmak” gibi bir düzey eklenirse daha tutarlı olur. “Harf (ar)” kavramı açıklanmadığı için anlamı muğlak kalıyor, “SWOT analizi” örneği ise düşünsel bütünlüğü bozuyor. Ayrıca süreçte “benlik” aşaması eksik; insan önce kendi nefsine bağlanır. Genel olarak fikir güçlü ama kavramlar netleştirilip üslup dengelenirse metin çok daha sağlam bir felsefi çerçeveye oturur. mehmet baş dedim ki: Bu uç düzey Esma-i İlahiye düzeyine gelemeyen avam-ı nas ve havasın.. benim gibi kimselerin seviyesidir. Bizim üstümüzde dünyanın üç yüzünü bilen insanlar bulunur. Bunlar hem ehli dünyanın oyun yeri olan dünyayı bilirler.. hem ahiretin tarlası olan yüzünde geleceğini hazırlarlar.. hem İlahi isimlerin aynası olan ekranını okurlar. Dediklerimi tabloda göstermeye çalıştım. Yazalarımdan çok tablomun dikkatle incelenmesi.. anlaşılanların eleştirilmesi ve anlaşılmayanların sorulması beklediğim bir ilgi ve iltifattır. Bu AD (İSİM) düzeyinde bulunanlarda iki kısımdır. Bir kısmı halveti ve hafidir.. Terki dünya.. terki ukba.. terki hesti.. terki terk.. derler bir kısmı ise aczi mutlak ve fakrı mutlak.. şükrü mutlak.. şevki mutlak diyen celvetiler ve cehrilerdir. Biz bu seviyenin varlığını mevcudiyetini biliyor lakin neliği ve mahiyetini bilmiyoruz. Bu dediklerim sanki TARİKAT türlerini anlatır gibidir. Bizler itikadı.. ibadeti.. ahkamı ve ahlakı (tarikat ve tasavvufu aşıp) HAKİKAT düzeyine gelenlerin eserlerinden insanlar yararlanıyoruz. Doğunun ve batının öncüleri olan nebiler ve veliler ile dâhileri ve delileri tablomuzda gösterdik. Biz bir “deli”lik yapıp bunları da BİRLEŞTİRDİK. Fena fişeyh.. fenafirrasul.. fenafillah.. mertebelerinden haberim ve deneyimim ve bilgim bulunmuyor. Ancak baştan söylediğim gibi bu isimlerle insanlara yapılan KAPULANMA ve TAPULANMALAR doğru bulmadığım terimler ve kavramlar. Bildiğim sağlam bir düşünüş şudur: Biz küffar gibi teşebbühü billah yapmayız.. teşebbüh-ü biahlakillah.. yaparız. Muhkem ve müteşabih ayırımını yaparız. Ne şüphenin koyusuna düşer ne teşbihin zirvesine çıkarız. Bu gibi deneyimler de zaten böyle nazari laflarla olmaz.. bilfiil ameli işlerle olur. Saygılarımla Osmanziya 16.10.2025 üçyol izmir 02:37 Tenkidlerinize gelince: “Nikah gibi geçici” ifadesi hatalı bir öncüle dayanıyor, çünkü nikah mülkiyet değil, mesuliyet bağıdır. “ Demişsiniz haklısınız.. ancak burada mülkiyeti kast etmediğim gibi vefat edince nikah bağı kalmadığından bu yüzden GECİCİ dedim. “Sadece Nebiye ittiba ve kitaba intisap olur” sözünüz, ardından gelen “hocalar vesiledir” ifadesiyle çelişiyor. İttiba ve itaat Âliimran suresinin 21 ve 22 ayetlerinde açıklanan ve 23 ayetinde de tafsil edilen bir konudur. Bununla vesile ve vasıta arasından nasıl bir tenakuz gördünüz bilmiyorum. Nisa Suresinin 28 ve 29 ayetlerini unutmadan vesile ve vasıtadan sonra illet ve akıbet kavramlarını da göz önünde bulundurarak; Allah’a azze ve celle ye ve Rasul sallallahü aleyhi vesselleme İTAAT temeli üzerinde söz edeceksek; intisab.. ittiba.. iktida.. akıbet.. illet.. vasıta.. vesile.. vetire.. üstüne konuşacaksak; tevhid ve tesni ve teslis ve terbi ve tahmis.. gibi birleme..ikileme.. üçleme.. dörtleme.. beşleme konularına girmemiz gerecektir. Diğer taraftan ilke (mebde)’yi ele aldıktan sonra ülkü (umde), veriye (muta) ve bulguyu (ucbe ve icad ve keşif) kavramlarını söz konusu etmek icab edecektir. “SWOT analizi” örneği ise düşünsel bütünlüğü bozuyor." demişsiniz. ancak yazımda GİBİ dedim.. aynen öyledir demedim. Swot'un güçlü ve zayıf taraflar ile fırsatlar ve tehlikeler değerlendirmesi üstünde köklü bir BAĞLANTI kurdum; NESNEL sebebler ve neticeler yani İLLET olgusundan yararlanarak insan KİMSEL kaynaklarını ve hedeflerini PROJELENDİRMESİ önümüze yeni bir OLGU getiriyor ki bunu görmek ve göstermesi ayrı bir konu başlığında çözümlenmesi gerekiyor. "Ayrıca süreçte “benlik” aşaması eksik; insan önce kendi nefsine bağlanır. " demişsiniz. Bu BENLİK konusu literatürde Öznel deneyim ve öz yineleme ve çeşitli ÖZ terimleri ile ifade edilen konuyu “nesne” ve “kimse” bileşeni ÖZNE.. gibi hakiki.. ar yükü ve ad yolcusu taşıyan AT.. gibi mecazi.. anlatımlarla on altı yıllık yazılarımda ve tablolarımla anlatmaya çalıştım. Söz konusu benliğin var oluşu ve yok ölüşü.. var ölüşü ve yok oluşu.. sahib oluşu.. aid oluşu gibi TERİMLER transandandal (müteal.. aşkın).. immanient (mündemiç.. içkin) Essance (öz) Eksistans (varoluş) geniş bir felsefi tartışmayı gerektirir. Ancak bu gibi çok yönlü ve yanlı konuların Günlük Dilin Düz Yazısıyla çözümlenemediği gördükten sonra YBA platformuna çağrıda bulundum. Felsefe ve din arasında ortak bir platform kurulmadığından insanlar bir YAZARIN sarayında kayboluyorlar. Ona ya da onun temsil ettiği bir ideolojiye angaje oluyorlar. Sonuçta tüm yazdıklarımı zihnin VİRTÜEL bir kurgulaması ve şuurun MENTAL bir kuramlaması biliyorum ve bir tür MİND olan bu face ortamında söyledikleri bir reklam ve propaganda olarak SIFIRLIYORUM. Yani ciddi bir önemi bilgiler ve ilmi bir değeri bulunmayan düşünceler ve geçici ve seçici görüşler VAR SAYIYORUM hatta SANIYORUM ve Aydınları ANALİTİK DÜZLEMİN metodik kullanımına çağırıyorum. Ta ki düşüncelerimizi bu yeni platformda tartışalım. osmanziya 16.10.2025 üçyol izmir 02:46 dedi ki: 
|