https://www.facebook.com/memories/?source=notification¬if_id=1708618715661146¬if_t=onthisday&ref=notif
En yakınlardakinden yıllar öncekilere kadar Facebook'ta biriktirdiğin anıları hatırlamaktan ve paylaşmaktan keyif alacağını umarız.
Bunlardan birisi
Fatıma OLGUN paylaşımı..
Her türlü olayda ölüm dahil ikiye ayrılmamızin, benim ölüm senin ölün ayrimina düşmemizin sebeplerinden birisidir bu; kendimiZe duygusal, karşımızdakine duyarlı bir rol biçmek.
Gündeme en iyi göndermeyi benim dizim yapar diye meydan okuyan bir seyirci kitlesi oluştu sosyal medyayla birlikte. Televizyonda varsa, görülüyorsa bir meseleyi sahiplenen... Senarist yazıyor, yönetmen çekiyor, seyirci sosyal sorumluluğu yerine getir(il)miş hissiyatiyla sicak yatağına yol alıyor. Aşırı duyarliymis havasinda yapilan 'duygusal göndermeler' zamanla duyarsızlasilmasina sebep oluyor.
Bir denek grubu önünde bir trafik kazasi canlandirir, daha sonra kazanin cekilen görüntüleri gruba seyrettirilir. Büyük çoğunluk ekranda gördüğü kazanin olay yerinde gördüğünden daha gerçek olduğunu ifade eder. Yakin çekimler sayesinde izleyiciye, olaya çok daha yakin olduğu hissi veriliyor ekran aracılığıyla. Seyirci, gözlerinin önünde seyreden kaza aninda yakinlik duygusunu o kadar yoğun hissetmiyor. Thomas sendromu olarak adlandırılan bu sendroma göre, insanlar ekranda gördükleri dışındaki herşeyi yok sayiyor ve gerçek kabul etmiyor.
Sema Karabıyık, Nihayet
Dinnur Yaşar
bu yazıyı içeriği için değil biçimi için paylaştım.. paylaşılan yere giderseniz bu metin dahil olmak üzere "boş" sözcüklerle "yüzey"den yapılan anlatımın farkında olursunuz... sonuçta yazarlara yapılan savaşın bir parçası bu.. oysa burada fatiha anahtarından bahsetmiştim.. hiç ilgilenen olmadı.. demek fatiha-yı şerifeyi yüzeyden okuyorlar ki gördükleri "yüzey"le ilgilenmediler.. oysa ördükleri bir derin olsaydı merak ederlerdi...
|