Selim ATEŞ Kardeşim ve Yazerim dedi:
"KIRILMANIN BEDELİ: DEĞERSİZ KALPLERE YAPILAN FEDAKÂRLIKLAR"
Yanlış insanlar için doğru şeyler yapmak, kendi iç dünyanı zedeler. Ne kadar iyi niyetli olursan ol, yanlış kalpler doğru adımlarını anlamaz, değerini bilmez. Kırılmalar, yalnızca yanlış insanlara yapılan fedakarlıkların sonucudur. Duygularını ve emeğini hak etmeyenlere harcadığında, onların değersizliği senin değerini düşürmez, sadece yanlış kapıları zorladığını hatırlatır. Bu yüzden, kime ne verdiğine dikkat et; kırılmamak için, değeri hak edenlere yönel.
Selim ATEŞ
DEDİM Kİ:
Deneme ve yanılmalarla yürüyen yaşam araştırma ve geliştirmelerle daha yararlı ve verimli hale getiriliyor.. çıkarlar besleniyor ve iş birlikler genişletiliyor. Bu gün için vardığımız sonuç ise pek iç açıcı değil. 11 eylül saldırısı yapılan ticaret merkezinde o gün yahudilerin işlerine gelmediği bilgisi bulunuyor.. kaldı ki orada oradaki bilgilerde başka yerlerde yedeklenmiş ve saklanmış.. ancak onun ardından gerçekleştirilen irak harekatı ile beklenen BİOLOJİK SİLAHLARDA çıkmadı. Bin Ladin de konuşturulmadan temizlendi. Keze 7 ekim katliamı da HAMAS'ın siyasi kanadının haberi olmadan askeri kanatla yapılan HURUÇ harekatıyla başladı.. sonuçta 50 bin çoçuk ve kadın ve sivil katledildi. Daha ondan öncede BOSNA-HERSEK katliamı 21 yüzyılın başında programlanan işlerin gerçekleştirilmesi gibi görünüyor. Nedir programlanan.. iki milyar olması gereken yahudi bu gün bulunmadığı gibi iki milyar müslüman iki milyar hristiyanla temizlendikten sonra kalan iki milyar hristiyanın da zihnen yok edilmesi de zor olmayacak. İnsanlar uykudadır.. ölünce uyanırlar gerçeği.. hayal gibi görünse de.. KİŞİSEL gelişim ADIYLA kişilerin birbirinden uzaklaştırılması programına da kapılmamak gerekiyor. Teknolojinin insanın doğaya YABANCILAŞTIRILMASI paralel yeşil ve mavi ile kızıl ve kırmızı ideolojilerin insanı insandan UZAKLAŞTIRILMASI soruna karşı ne yapabiliriz problemi ile karşı karşıyayız. Bu problemleri YADSIMAK mümkün mü ? Elbette benim zihnimde de yabancılaştırma ve uzaklaştırmayı hep birbirine karıştırmaktadır. Bu durumda yabancı uzak ve yerli yakın ise insanların YERLİ ve BARBAR ayırımının sırada bekleyen YAKIN ve AÇIK tehlike olduğu ortaya çıkıyor. GDD kitabında bu konu zaten yer, isim ve tarih verilerek açıklanmış. Ancak önemli olanın bu işlerin yapılmasından ziyade GDDY sının ortaya koyduğu dilin kötü vekötüye kullanılmasının.. gizli tehlike olduğunu düşünüyorum. Yanlış insan ya da Doğru insan.. yerinde bir kullanım değil.. "doğru ve yanlış ile yalan ve gerçek" insan özelliği değil BİLGİ niceliğini ve niteliğini gösterir.. Bilgi.. bilen ve bilinen ilişkisi ile kurulan bir ÖZNE malzemesidir. Sağlam bilgi hem gerçek hem doğru olmalıdır. Gerçek olan ve fakat doğru olmayan GÖZLEMSEL veriler bulunur.. doğru olan ve fakat gerçek olmayan KURAMSAL ilkeler bulunur. Fakat SAĞLAM bilgi gerçek gözlemler hem doğru yorumlar taşıyan ve son POPPER kuramıma göre GÜVENİLİR olabilmesi için varsayım ve öngörüleriyle YANLIŞLANABİLİR bulunması gerekiyor. Bu durumda YANLIŞ İNSAN yerine GÜVENİLİR olmayan KİMSE terimi kullanılabilir ki insan önce kendinin GÜVENİLİRLİĞİNİ sağlamadan başka güvenilir kimseler bulamayacağına göre ve bu demektir kimsenin güvenilir olup olmadığını bilemeyeceğimize göre bu durumda YANLIŞ İNSAN.. bir yanılış olarak karşımıza çıkıyor. Ve bizim de bütün SAĞLAM bildiklerimiz bu YANILIŞLARLA ortaya çıktığına göre.. elimizde sadece SÖZLERDEKİ sağlam bilgi ve sağlıklı buyruğun ÖLÇÜT ve KRİTER ve KISTAS'larını aramaktan başka bir şey kalmıyor. Zaten YBA çağrısı da budur.
Saygılarımla.
osmanziya
Değerli Dostum Sevgili Yazerim Selim ATEŞ dedi ki:
“İnsanı yanlış ya da doğru diye sınıflandırmak, gerçeği bilginin sağlamlığına değil, yanılsamalara dayandırmaktır. Güvenilmez bilgi, insanı hataya sürükler. Yanlış insan yoktur; güvenilmez bilgi vardır. Doğru ve gerçek bilgi, gözlem ve yorumla sağlamlaşır. Ancak bu bilginin güvenilir olması için, yanlışlanabilir olması gerekir. Hatalardan ders çıkarmak, insanın özüne ulaşmaktır. Çünkü sağlam bilgi, yanılgılarla şekillenir, doğru yorumlarla güçlenir. Bu yüzden, aradığımız aslında doğru insanlar değil, sağlam ve güvenilir bilgidir.”
osmanziya 10.08.2024
BU VESİLE İLE DİĞER BİR yazerimizi yad ettik:
Mustafa Kemal KAKAKOÇ'U andık:
Imami NURSÎ 1877
Filibeli Ahmet Hilmi 1865-1914
Hilmi Ziya ULKEN 1901-1974
Necip FAZIL 1904
Nurettin Topcu 1909
Sezai KARAKOÇ 1933
Aykut EDIBALI 1942
Aytunç ALTINDAL 1944
Cemil MERIÇ 1916
Nihat KEKLIK 1926
Erol GUNGOR 1938
Orhan GENCEBAY 1944-79 Yaşında
sağımizdan seslenenler.
Bu garib ve acib ve tuhaf Osmanziya (1952-71 Yaşinda) kendi kendine.. hem sagdan hem soldan seslenip durmaktadir..
Düzen.. disiplin.. ölçü..
Doğruluk.. durustlük.. güven..
Rahmetli Aykut Adiibali ve Sezai Karakoç ve Mustafa Kemal Karakoç neden siyasette öne çıkmadilarda akparti çiktı..
19 Ağustos 1923
|