insan
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: İnsan Bilim
Forum Adı: İnsan Bilim
Forum Tanımlaması: İnsan Bilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2560
Tarih: 22-Aralık-2024 Saat 19:45 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: insan
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: insan
Mesaj Tarihi: 05-Aralık-2024 Saat 00:12
İnsan ne zaman “başladı”.. dini inançlara bakarsak Hz. Adem ile başladı.. hatta akidemiz insanın kalu bela dediğimiz yani ruhuların EVET dediği zaman ortaya çıktığını söyler. Felsefe düşüncelere bakarsak.. homo türünün SAPİENS türüne evrildiği zaman ortaya çıkmıştır.. tahminin 70 bin yıl önce başlayan bilişim devrimi ve 10 bin yıl önce başlayan tarım devrimi ile insan.. yer küresinde.. tarih yüzüne çıktı.. başka dünyalarda ne olduğunu da henüz bilmiyoruz. Bilimin dediğine bakarsak.. bu sefer durum daha da karmaşık hal alacaktır.. fizik, bioloj, psikoloji, sosyoloji, antropoloji (nami diğer kültür) hayatı ve şuuru ile insan ayrı alanlardan inceleyerek bize toplu bir BİLGİ verme şansıma sahip değildir. Her birimiz kendi kültür ve uygarlığımıza.. dilimize ve dinimize görü bir kimlik, kişilik ve bireysellik oluşturuyoruz.
Bana sorarsanız.. insan ne tarladan hasat edilir ne de bir fabrikadan imalatını başlanabilir.. insan AİLE’den çıkar. Çünkü aile eril ve dişil iki kişi ile başlayan bir birliktelik ve beraberlik olup, toplumun birimidir ve bireyin bilimidir.
Halil DALMAN Bey dedi ki:
İnsan dışardan bakıp; ayarı bozulmamış bir vicdan terazisiyle kendisini tarttığında gönül rahatlığıyla “ iyiki varım” diyebiliyorsa ne mutlu o insana.
Narsist bir bakış açısıyla; kendisine hayran “var mı benim gibisi” türküsünü söyleyen sahte böbürlenmeler içerisinde değilse tabiki.
Tam tersine vicdanı kendisine kötü not veriyor ve vicdanını kanatan eylemlerin sahibiye, bu insanoğlunun en acınası halidir.
Sözün özü; İlahi hesaptan önce kişinin kendi iç hesaplalaşmasını yapması gerekir.
Halil Dalman
04.12.2024
dedim ki:
Birey çoğalan narsizmle tükenmiş.. toplum artan intiharla bitmiş demektir.. kalan nefsin dişilliğinin ve ruhun erilliğin fazla bir yararı olmuyor. Bunun için aklı dil ile terbiye ve kalbi din ile idare etmenin sağlam ve sağlıklı yolunun aranması ve bulunması gerekiyor.. diye düşünüyorum.
Osmanziya
Bu tabloya gelinceye kadar inşa edilen yirmiye yakın tabloyu buraya bindiriyorum. Bunları versiyon sırasıyla yalından karmaşığa kadar incelemek ve izlemek isteyenler.. ZİP dosyasını bilgisayarlarına indirerek bakabilirler.
osmanziya
uploads/20241205_001709_ATOM.zip - 20241205_001709_ATOM.zip
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Aralık-2024 Saat 02:21
Bio-fizik yapının vital AKTUALITESI ile psiko-sosyal işlevin mental VIRTUALITESI.. yani insanin faaliyeti ve zihniyeti altindaki etnik ve epistemik mal ve hizmet sunumundaki geçim ile emik ve etik fazilet ve kemalat serimindek geçim..
kısaca GIDA ve GAYEsindeki haram-helal RİZIKO ve hasene-seyyie INFAK fî amadimmumeddede âleminin dunyasini belirler.. dilinin TASARIMINI BİÇİMLER ya da BİÇİMINI TASARLAR ve buna görede dinini tanımlar.
Eskiden bunu şöyle derlerdi :
Eger inandıginiz gibi yaşamiyorsaniz.. yaşadiginiz gibi inanirsiniz.. bu SONSUZLUGU önceleyen dinin ve hukukun bir tavir ve tutumdur...
Bunun terside varid; eger bildiginiz gibi düşunmuyorsaniz.. düşündugunuz gibi bilirsiniz.. bu da ÖZGURLÜGU onceleyen dilin ve bilimin tarzi ve gorumudur.
Elbette şuur ve hayat böyle siyah ve beyaz değil gri ve flu ve yeşilinden mavisine ve kırmizisina kadar renklidir.
BULUNMAYAN Sonsuzluk (AYNIYET) ve OLMAYAN Özgurluk (SERBESTYET) farkli kombine ve kompoze ve kompute edilebilir.
Bunu yaparkende bu EMANETLERE sahib oluş ve aid oluş inayet ve istikrar ile hidayet ve inhiraf ISTIKAMETI bizim yolumuzun sıratıni ortya çikarir.
Rabbimiz akibet ve ahiretimizi guzel ve iyi etsin. Amin.
Saygilarimla
Saglicakla kaliniz
osmanziya 05.12.2024 üçyol 02:14
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Aralık-2024 Saat 08:42
Karanlıkta kalan bir gerçeği aydinlatıyorum.
Evvelinde ASLÎ.. PRİMER.. BIRINCIL öncelik takdim edilen bir KADİM'dir.
Kapalı bulunan bir dogruyu açıyorum.
Ahirinde TALİ.. SEKONDER.. IKINCIL süreklilik idame ettirilen bir DAIM'dir.
Davaya delil.. sava kanit ve soruya yanıt getiriyorum.. böylece ariyorum ve buluyorum. Amma siz aramadiginiz için bulamiyorsunuz.. düşünmediginiz için bulamiyorsunuz.
Bakin sorana yanit veriyorum.. motor gibi çalışan çeşmenin SESinden...
Osmanziya 05.12.2024 08:41 üçyol İzmir
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 05-Aralık-2024 Saat 09:00
Mustafa KÜÇÜK Kardeşim dedi ki:
Ahmet YESEVİ
her haliyle Rasûlüllah'a benzemek ister. O 63 yaşında vefat etti diye, 63 yaşından sonra yeraltında bir tünelde yaşar. Amma bu onu kesmez. Bir oğlu vardır İbrahim....Peygamberimizin de İbrahim adında bir oğlu vardı hani küçükken öldü..Ahmet.Yesevi de bu oğlunun ölmesini ister. Ona göre bu çocuğun ölmesi de sünnettir.
Der ki benim bu oğlumun ölümünü kim müjdelerse ona bir kısrak vereceğim kızımı da onunla evlendireceğim..Suri halkı bunu haber alınca İbrahim'i bir ağacın gölgesinde uyurken öldürürler. Başını bir beze sarıp Şeyhe hediye turfanda kavun getirdik diye verirler. Şeyh bakar ki oğlu ölmüş ve onun kesik başı....ELHAMDÜLİLLAH BU SÜNNETİ DE İŞLEDİK deyip o katillerden birine kızını verip birde kısrak hediye eder..
(Türk Tarihinde İlk Mutasavvıflar adlı kitap.37-40.syf..Fuat Köprülü..)...
Alıntı: Nuri Tulum
NOT:
Anlaşılan adam sünnetin ne olduğunu anlamamış da cinayet işlemiş... Allah akıl fikir versin... Kötü örnek olmuş... Şimdi bazılarının çıkıp peygamber sünnetine uymak adına bu uygulamayı pratiğe koyarsa sorumlu kim olur? İşte tasavvufta çoğu zaman şeriatı ve aklı devre dışı bırakan bu türden çok menkibe vardır. Bunları okuyan cahil halk şayet bu menkibe Ahmet Yesevi'ye aitse burada geçen uuygulamayı sanki yapılması dinen gerekli olan ilahi bir emir gibi algılayıp çocuğunu öldürebilir. Dolayısıyla mümin okuduğunu, dinlediğini imanın ve kitabın gölgesinde denetime tabi tutmalıdır. Yoksa
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
Facebook
dedim:
Azizim bu tâ Hazreti İbrahim'in oğlunu kurban etmesine kadar gider.. bir tarafı yeğleyip üste çıkarmak.. diğerini alta gömüp yitirmek dilin ve düşüncenin bir musibetidir. Günlük dilin düz yazısının gereği olan HAZIR açık ve seçik SEHİL kısaca "anlaşılır" gereği olan bu halka yapılan retorik ve aydına anlatılan diyalektikten dolayı bu gibi çelişkilerden, aykırıklardan ve tutarsızlıklardan kurtulamıyoruz. Birbirine zıt davalardan herkes kitaptan DELİL getirebiliyorsa Kitabın insan kelamı gibi MANTIKLA çözülemeyeceği ve AKILLA halledilemeyeceği ortadadır. Bu yüzden masonlar rituelin sembolizmine sığınırlar, sembolizmin ritiüeline iltica ederler. Simgenin döngüsü ile döngünün simgesi kadim ve daim bir sırdır.. söze gelmez.. ancak biz YBA ile dile getirdiğimiz gibi düşe de götürebildik ve bu yüzden dillendirebiliyor ve düşündürebiliyoruz. Günlük dil ile tribünlere seslenen ya böyle maviliğin enginliğinde kaybolur.. ya da yeşilin benginliğinde yiter.. ya da simge ve döngünün serinliği kesmezse kızılın cool'unda rengin süreçte kendini unutur.. elbette insana bunların hepsi lazım.. lakin bir SARI'nın dinginliğini seçtik. Saygılarımla OZO
|
|