İletiniz için teşekkür ederim.
İletinin başlığı "kıssadan hisse".
Kıssa "öykü" ise hisse "ibret"tir.
Öyküden ders almak, deneyimlerden yanılmak çıkarmak ve yaşananlardan pay olmaktır.
Öykünüz bir kaynaktan çıkıp bir hedefe giden 4 çizgiyi betimliyor:
Dördüncü çizgi öyküyü anlatan gözlemcinin çizgisi..
üçüncü çizgi hedefine sallana sallana gidenin çizgisi..
ikinci çizgi hedefine yavaş adımlarla gidenin çizgisi..
birinci çizgi hedefine hızlı adımlarla gidenin çizgisi..
Beşinci çizgi ise öyküyü okuyanın ve ibret alan bizlerin çizgisidir.
Acaba bizim, benim ve senin çizgin nasıl ?
Başarı kaynakları hedefe ulaşacak şekilde kullanmaktır.
Ancak BAŞARI , kaynağın miktarına, hedefin miktarına, hedefe ulaşma süresine, ulaşmanın maliyetine, kaynağın kapasitesine, hedefin kalitesine göre, derecelendirilebilir.
Başarıyı etkileyen başka faktörlerde vardır; çalışma yöntemi, iş yaklaşımı, liderlik karizması, ekip yönetimi personel eğitimi , değişim kapasitesi, yenilenme karakteri, süreklilik kriteri, kuramsal temeli, kurumsal işlevi gibi daha sayamadığım etkiler bulunur.
Ancak şu olgu her zaman saklı kalır:
Hareketli durandan:
belli ve seçilen bir yöne ilerleyen hareketli olandan:
belli ve seçilen yönünü koruyan sürekli yön değiştirenden:
belli ve seçilen yönünü koruyan yön değiştirenden;
belli yönü olumlu olan, olumsuz olandan;
seçilen yönü kalıcı olan, geçici olandan:
her zaman ileride ve öndedir.
Ancak çok yanlı ve yönlü olan insan için bu çizilen tablo çoğu zaman yeterli olmaz.. insanın kalıcı ve değerli şeylere muhtaç olduğu gibi geçici ve önemli şeylerede ihtiyacı vardır. nakit, vakit, sıhhat ve salah gibi temel vagonları götüren LOKOMOTİF'ini iyi tanımazsa insan ZAMAN trenini çoğu zaman başarılı ve verimli bir şekilde hedefine götüremez.
Bu lokomotif "insan"dır.
Ki buna "nisâ" adını veriyorum.
Nisâ'nın sözlük anlamı kadındır.
Kitabımızda bu adlı uzun bir sürede var..
dördüncü süre olan nisâ süresi.
Nisa, beşinci sure maide yani sofra serer
ve bunun içinde altıncı sure araf yani marifet vardır.
İnsanın kadının serdiği sofradaki
bilgiye, ilime ve kelama muhtaçdır.
İnsan bundan önce de beş şeye muhtaçtır..
havaya, mâ (suya), gıdaya, ziyaya ve nisa'ya.
Bu 113.ncü FELAK (kainat) suresiyle anlatılır.
Nisa, erkekse kadına, kadınsa erkeğe muhtaçlık demektir.
Nisa, yaşlı ise gence, genc ise yaşlıya muhtaçlık demektir.
Nisa, birey ise toplum, oplum ise bireye muhtaçlık demektir.
Nisa, ekip ise öndere, önder ise ekibe muhtaçlık demektir.
Demek NİSA avam ve havasdan ibaret NASdır ki
Kitabın son 114.ncü suresinin adı NAS (insan) suresidir.
Nas suretinde muhtaç olduğumuz nas'dan sığınma yolunda Rabbinnas , Melikinnas ve İlahinnas, olarak üç mertebede bize sığınma dersi veriyor.
Dikkat ederseniz öykülerde bahsi geçen hep insan ve nasdır.
Biz, bize ders ve ayna oluruz.
Akıllı insan sade kendi yaşamından değil
başkasının öyüklerinden de ders çıkarabilendir.
Şimdi bir HEDEF ileri sürüyorum:
Bilgi (marifet), Bilim (ilim) söz (kelam) , anlam (maan) ve anlatım (beyan).
Çünkü ışık nesneleri aydınlatır, kimse ise kimseye gerçekleri anlatır.
Gerçeklere ulaşmak içinde bilgi ve bilimden, anlam ve anlatımdan başka bir kapı yoktur.
Öyle ise, insan kendi ifadesini başkasını ibare etmeli ki
deneyimleri kendisine öğrenme olarak dönsün
ve bu da bilgi, söz, anlam ve anlatım ile yansısın
ve başkalarıyla paylaşılsın.
Bu nasıl olacak ?
Sağlıcakla kalın.
Osmanziya
|