insan olcusu
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2081
Tarih: 27-Aralık-2024 Saat 14:26 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: insan olcusu
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: insan olcusu
Mesaj Tarihi: 13-Ağustos-2023 Saat 22:58
İNSAN HAYVANA BENZEMEDİĞİ GİBİ TANRI DA İNSANA BENZEMEZ
Teşekkur ederim paylaşım için.. Protogoras demiş.. her şeyin ölçüsü insandir. Bundan sonra şu sözü dillendiriverdim.. fakat insan hayvana benzemediği gibi Tanrı da insana benzemez.. bu bu güne kadar dillendirdiklerimin en muhteşemi idi.. çünkü KILINCI bir taraftan evrimci ve bilimcilere indiriyor.. bir taraftan yaratılışçı ve dincilere bindiriyordum. bir de bu gün Dinnur Yaşar ismimde yedi yıl önce paylaştığım benzer konu çıkınca.. BENZERLİK denilen hem yanıltan hem düzelten.. hem küçülten hem büyülten muhteşem bir ARAÇ ile karşı karşıya olduğumuz ortaya çıktı.. dediklerimi anlamanız zor ise takdir edersiniz ki benim de anlatmam ondan daha zor.. sonuçta insan kolay olan anladıklarına odaklanır.. oysa anlamadıklarımıza odaklanırsak.. kesinlikle daha kazanaçlı çıkarız.. çünkü her bir kimse bir anlam avcısıdır. Zamanla anlamlandırmalara.. amaçlandırmalara.. güzelliklere.. iyiliklere.. yetkinliklere ve yararlıllıklara kapılır gider. Buradan da güzelliğe.. iyiliğe.. yetkinliğe.. yararlıya iner.. buradan da güzele.. iyiliğe.. yetkinliğe ve yarara iner. Buradan da yıldızlara.. fırsata.. çıkara.. iner. Daha inecek ne kaldı.. Bu sefer dünya ona biner.. dil ona biner.. din ona biner.. artık ne kadar yüklenirse... saygılarımla, sağlıcakla kalınız. Osmanziya 13.08.2023
Batı dillerindeki objektif ve subjektif terimleri dilimizde nesnel ve öznel olarak karşılanıyor.. bu eski dilde afaki ve enfüsi olarak çevrilmiştir fakat yeni dilde nesnel ve öznel olarak karşılanır.
"Öz" sözcüğün kullanmayı sevmediğimden bu obje-subje"hadd"ini nesne-kimse olarak çeviririm. Fakat hadisin sıhhat derecesini bilmiyorum.. sanki bir öz ya da öz müsveddesi ya da kopyesi var gibi görünüyor. Tanrı kitapta Ruhumdan üfledim diyor.. ancak RUH hakkında size pek az bilgi verilmiştir diyor.
Anlatımda kimse "özne" olur genellikle..etken olur.. etgin olur.. nesne ise edilgen olur.. fakat bir vektörde nesneler faktör ve kimseler aktör olarak bileşkeye katılırlar. Keza dil bakımından nesneler de mevzu - mahmul (konu-yüklem) kalıbı ya da mübteda-haber (özne-yüklem) haddi içinde özne.. konu..başlangıç yapılabilirler
Felsefi ve ontolojik SİSTEMATİK'im açısından (yöntembelimsel analiz bakımından değil) NESNE-KİMSE haddini kullanırım. Var oluş iki yanlı.. nesneler ve kimseler.. dünyası halinde. Varlık ve yokluk arası gerilimdeki oluşlar ve ölüşler.. hem nesne için hem kimse için mekanda ve zamanda cerir ve murur eder.. vehim ve hayal birlikte.. hazır ve hatır beraberdir.. anlamlar ve amaçlar kimse ve nesne için düşünülür.. ve sonunda anlatımım aşağıdaki tümcede biter.. "Nesnelerde kimse yansımaz fakat kimsede nesneler yansır.. ancak nesne kimseyi dolduramaz."
Çünkü Tanrı'yı tanımak, bilmek, anlamakta ve inanmakta.. adalet ve iktisadı sollamakta.. ubudiyeti ve rububiyeti sağlamakta.. mecazi malikiyeti kullanmakta.. zalim ve cahil insan.. AYNİYET ve HÜRRİYET emanetini yüklenmiştir. Bu emaneti yüklenen eneler.. zerreleri.. hücreleri.. zümreleri kendilerine hizmet ettirmek yetkisi almışlardır. Bu yüzden nesnelerden daha çok ve daha parlak tarzda ESMA-İ İLAHİYE'yi yansıtırlar.
Adeta kimseler ESMA ve nesnelerde HÜSNA olurlar.. sanki insanın ruhu esma cesedi hüsnadır.. Prof. Doktar Necati ÖNER hocamın Klasik MANTIK kitabında denildiği gibi orta çağda Hristiyanlıkta da üç yol ortaya çıkar; realizim.. konseptualizm.. nominalizm.. gerçekçilik.. kavramcılık.. adcılık..
Sonuçta dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan DİL ve sözcükler bu üç açıyı "Y" oluşururlar.. ben buna "AT" diyorum.. yani bindiğimiz binek.. ar ve ad.. uçları yerleştiğin.. yollandığın.. yönlenlediğin.. yanlandığın bir AT "üzerinde" yolculuktadır.
Soz.. söz.. yani kalem ve kelam ile.. mal ve mel ile... amel ve emel ile.. sümüklüböcek yani salyangoz ya da tosbağa gibi "üstümüzde" kurulalan ya da ördüğümüz ev ile yürümekteyiz.. 13.08.2016
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 13-Ağustos-2023 Saat 23:26
uploads/20230814_173633_VIRTUAL.rar - 20230814_173633_VIRTUAL.rar
Bu tablonun ortaya çıkması için RAR dizini içinde 25 e yakın çalışma yapıldı..
Bu günün üç keşfi oldu.. yani üç ilham.. nefsi mulhime aşamasında gelir olarak düşünülür..
Birincisi Hilmi Ziya ÜLKEN hocanın felsefesinin temel kavramlarından objeleşme ve subjeleşme.. aktüelleşme ve virtüalleşme.. kas gerilmesi ve sinir gevşemesi.. süreçlerinden virtualleşmeyi.. vital aktüelleşmenin simetriği olarak kullanarak MENTAL VİRTUELLEŞME çizgisin keşfettim.. eski "faaliyet ve zihniyet" eksenindeki ZİHİN'in bir özelliği olan VİRTUAL bulunma.. daha iyi ekseni temsil edebilirdi.. zihniyet farklı bir eşi bekleyebilirdi..
İkincisi VİRTUEL... kavramını etimolojik kökenini bilemem.. yalnız bana VİTRİYET ile yakın akrabası gibi geldi.. bir zaman İslamın ilk dört yüz yılında dünyanın kültürü ortaya çıkarken hilkat ile beraber fıtrat paraleli Ferdiyet ile beraber vitriyet.. şef' çift demektir vitr ise tek anlamına gelir. ferd ve vitr iyi arkadaş olur. Virt ve Vitr.. Verite realite yerine kullanılır ve bu gün VERİ sözcüğünü anımsatır. Virtüellik bir tür SANALLIK anlamında.. virtuel gerçeklik denilen yapay gerçeklik.. ancak yapay deyince ya da sanal deyince ve bunlara GERÇEKLİK sözcüğü eklenince.. insanın HAYAL dünyasının içerisinde birbirine karışan bu kavramları ve olguları.. olaylardan.. kelimelerden.. nesnelerden ayırmakta kolay değildir ki bu yüzden çoğu insan Allaha ve Ahirete inanmakta zorlanırsa da bundan daha zor olan SİMULASYON kuramına yabani bakmaz. Sonuçta bu belirsizlik ve kuşkulara karşı YBA öneririm.. çünkü zihinlerin sağlam bir metresi yoksa zihnin kendisini bile HAYAL'dan ayırımaz.. ancak biz YBA bu konuları tek tek kılcalına kadar açıkladık ve anlattık.. ördük.. gördük ve gösterdik.. gelecekte de görecekler.. ve daha sağlam ve sağlıklı örecekler.
Üçüncü keşif yukarıda anlattığım olaydı.. TEVAFUK ile bu paylaştığım TABLO uyuştu.. yani zerrelerin ve hücrelerin ortaya çıkardığı ORGANİZMA ile.. enelerin ve zümrelerin ortaya çıkardığı CEMİYET.. yani ORGANİZSAZYON.. Marks ve Hegel'den önceki ilk TARİH YORUMCUSU İBNİ HALDUN'UN ORGANİZMA modeli..
ve dördüncü olarak İÇREK yani batını "mizan" ile DIŞRAK yani zahiri "nizam" ve nizam ve mizanın tecdidi ve tekriri.. hasılı bu 13 Ağusto 2023 günü garib bir gündü..
Saygılarımla.. sağlıcakla kalını.
Osmanziya 13.08.2023
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 14-Ağustos-2023 Saat 01:44
Faruk ZEYLAN abimden alıntı:
İnsan ve Dünya
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında, bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini alır ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşünür.
Tam bunları aklından geçirirken, oğlu koşarak gelir ve sinemaya ne zaman gideceklerini sorar. Baba oğluna söz vermiştir ancak o gün hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekmektedir. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişir. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırır ve oğluna;
“Eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim” der ve sonra düşünür;
“Oh be, kurtuldum. En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez”.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak gelir ve baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz der.
Adam önce inanamaz ve görmek ister. Gördüğünde de hayretler içinde çocuğuna bunu nasıl yaptığını sorar.
Çocuk cevap verir, “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı insanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti.”
Faruz Zeylan
Abimden alıntı
Teşekkur ederim paylaşım için.. Protogoras demiş.. her şeyin ölçüsü insandir. Bundan sonra şu sözü dillendiriverdim.. fakat insan hayvana benzemediği gibi Tanrı da insana benzemez.. bu bu güne kadar dillendirdiklerimin en muhteşemi idi.. çünkü KILINCI bir taraftan evrimci ve bilimcilere indiriyor.. bir taraftan yaratılışçı ve dincilere bindiriyordum. bir de bu gün Dinnur Yaşar ismimde yedi yıl önce paylaştığım benzer konu çıkınca.. BENZERLİK denilen hem yanıltan hem düzelten.. hem küçülten hem büyülten muhteşem bir ARAÇ ile karşı karşıya olduğumuz ortaya çıktı.. dediklerimi anlamanız zor ise takdir edersiniz ki benim de anlatmam ondan daha zor.. sonuçta insan kolay olan anladıklarına odaklanır.. oysa anlamadıklarımıza odaklanırsak.. kesinlikle daha kazanaçlı çıkarız.. çünkü her bir kimse bir anlam avcısıdır. Zamanla anlamlandırmalara.. amaçlandırmalara.. güzelliklere.. iyiliklere.. yetkinliklere ve yararlıllıklara kapılır gider. Buradan da güzelliğe.. iyiliğe.. yetkinliğe.. yararlıya iner.. buradan da güzele.. iyiliğe.. yetkinliğe ve yarara iner. Buradan da yıldızlara.. fırsata.. çıkara.. iner. Daha inecek ne kaldı.. Bu sefer dünya ona biner.. dil ona biner.. din ona biner.. artık ne kadar yüklenirse... saygılarımla, sağlıcakla kalınız. Osmanziya 13.08.2023
|
|