Selamün Aleyküm,
Bu günlerde osmanziya01 adyyla girdi?im foruma ?ifremde aryza oldu?u için yedek olarak saklady?ym “Mustafa” adyyla giriyorum.
Önce yazynyn konusunu belirteyim:
ZAMAN ……………… NAMAZ
VAKYT ………… SALAT
SÜRE …… SIRA
Bu Farsça, Arapça ve Türkçe kelimelerle iki ayry durumu belirtiyorum. Biz bu iki durum için yaygyn olarak “zaman” ve “namaz” terimlerini kullanyryz.
Z.a.m.a.N ve N.a.m.a.Z. nasyl birbirinin tersi olarak yazylyrsa bu iki durumda birbirinin tersi olan süreç i?ler… Çünkü zaman HALK ile fâni bir konu?madyr, namaz ise HAKK ile bâki bir sohbettir. Hem zamanda ?imdi burada bulundu?umuz gibi hayalen gelecekte dola?abiliriz ya da geçmi?te bulunan hatyralarymyzda gezinebiliriz. Fakat namazda ve huzurda bunu yapamayyz daha do?rusu yapmamalyyyz. Üçüncü bir ba?kalyk, “zaman”y böyle geçmi? ve gelece?iyle namaza götürmemiz lazim iken aksine zammy surede verilen bilgi ve buyruklary yani “namaz”y zamana götürerek onlary orada i?letmeliyiz.
NAMAZ mazi ile ati arasynda bulunan MUZARY’nin vakt-i salatynda kylynyr ki bu DURUMUN hal-i hazyr ve kal-i hatyr denilen iki ucu vardyr.
Mazi yani geçmi? tarafy sa? yanda, ati yani gelecek tarafy ise sol yanda gösteriyorum. Muzari yani ?imdi ve buradaki taraf ortada bulunur. Bu betimle ?u anlama gelir: zihnimizle geçmi?ten gelece?e yürüyen yani sa?dan sola do?ru ilerleyen bir çizgiyi izliyoruz demektir.
Bu çizgi sa? ve sol tarafy ile YATAY olarak gösteriliyor. Ortadaki muzari ise DYKEY olarak gösterilir ve onun alt tarafyna hal-i hazyr üst tarafyna kal-i hatyr yerle?tiriliyor.
Bu anlatymy diyagramla göstereyim.
Hazyr
Hal
Ati MUZARY Mazi
Kal
Hatyr
Burada görüldü?ü gibi yatay hatta ati, muzari ve mazide dola?abildi?imiz halde dikey hatta sadece ?imdi burada yer alyyoruz.
Yatay çizgi zamany, dikey çizgi namazy gösteriyor.
Biz dikey olarak gösterilen dergah-y huzurda halimizle hazyr ve kalimizle hatyr halindeyiz. Böyle huzurda iken geçmi?in zevkli hatyralaryna ve gelece?in heyecanly hülyalaryna bir son vermeliyiz. Zevkli ve heyecanly olmasy da ?art de?il syradan anylar ve basit projeler bile hayalimizde ve hatyrymyzda yer almamaly ki kendimizi huzura vermeli, edebe aykyry bir ?ekilde ?imdi buradan geçmi? ve gelece?e zamana geçmemeliyiz.
Namaz üç ?ekilde kylynyr; beden ile, lisan ile ve kalb ile.
Buna dördüncü ve en ba?ta olanyny da eklememiz lazym.
Nefis ile.. Bu yazyda bunu ele alaca?ym.
Bu “nefis” ile namaz kylmayy nereden çykaryyorum ? Beden ile, lisan ile ve hatta kalb ile namaz kylmama ra?men bir bakyyorum ki namazyn rekatlaryny kaçyrmy?ym.
Geçmi?in hatyralaryndan ve gelece?in hülyalaryndan kurtulmu? namazdaki beyan ve mana içinde zikir ve fikrimle yol alyrken bir de bakyyorum kaçyncy rekaty kyldy?ymy unutuvermi?im. Namazdaki tesbih, tahmid ve tekbir.. canly ya?ama durumundan uzakla?my?, Fatiha-i ?erife, zammy sure ve tahiyyaty.. diri“izlenme” konumundan çykmy? zamandaki kuramsal bir “anlama” ve kurgusal bir “dü?ünme” pozisyonuna girmi?im. Nefis almy? ba?yny gidiyor.. giderken benim haberim olmuyor ve gaflete dü?üyorum.
O zaman nefsi namazyn içine sokmak lazym…
Çünkü nefis hal-i hazyrdan ba?ka bir yerde bulunamaz.
Akyl ve kalb geçmi? ve gelece?e gidebilir ama bedene ba?ly nefis ?imdi buradaki mekan ve zaman dy?yna ta?amaz. Yradesi ?imdi burada olan nefsi dizginlemezsen akla biner düne ve yaryna gider. Dikkati hali hazyra ili?kin olan nefsi kontrol etmezsen kalbe biner geçmi? ve gelece?i gider. Takib ve izlemesi kali hatyrda olan nefsi murakebe etmezsen ruha biner ezele ve ebede gider.
Nefis ?imdideki irade ve buradaki dikkattir. Nefis burada ne yapyldy?yny güzelce izler ve ?imdi de ne edildi?ini iyice takib eder. Bedenin devimlerini duyumsar ve beyne uyarylary duyar. Namazdaki rekatlaryn kayytlaryny tutar, salatta ayetlerin kyraatlerini saklar. Ve böylece namazdan haberin olur.
Namaz, kal-i hatyrdyr dedik.. bu ne demektir ?
Namaz okunan sözün anlam ve anlatymy yani kelamyn beyan ve maany demektir ki bu LYSAN ve KALB ile namaz kylmak anlamyna gelir.
Bunun diyagramy ?öyle:
Zikir… kal.. anlatym.. LYSAN…
Fikir… hatyr… anlam.. KALB…
Namaz, hal-i hazyrdyr dedik, bu ne demektir ?
Namaz bulunulan durum ve konumun yeri ve yönü demektir. Yani BEDEN hali hazyrda ne durumda bulunmakta ise onun farkynda olmaktyr. ?imdi burada kyble yönünde Kabe’ye dönük oldu?unu ayyrt etmektir. Kabe bir tanedir fakat kyble 360 tanedir. Çünkü tam açy bu kadar.
KABE beden denilen beyt ise KIBLE ne oluyor ?
Ba?ka bir yazymda in?allah bedenin
nasyl kabe ve beyt oldu?unu anlataca?ym…
KIBLE’ye gelince, bu da NEFSYN zaman ve mekan kadrosunda bedenin yerinin ve yönünün farkynda olmasydyr. Ystikbal-i Kyble, i?te bu farkyndaly?y sürdürme irade’si ve bu süre içinde geçmi? ve gelece?e syvy?madan kendini ?imdi burada tutma dikkat’idir. Bu irade ve dikkati olabildi?ince sürekli takipte tutabilmedir. Ve syrada iken her bir sesli TEKBYR cümlesi bunu musalliye hatyrlatma i?levi görür. Böylece insan edebe aykyry bir ?ekilde namazdan zamana syvy?maz.
Kyble; hayra kâbil olarak hidayeti kabul istidaty ve istikameti istikrarda tutma kabiliyetidir ki, bunun hali hazyr bir örne?i namazda yönünü ve yüzünü kabe ve kyble tarafynda tutmadyr. Bu bize yaratyly?tan kabli olarak verilmi? bir arayy? ve yöneli?i ifade eder ki nefis kalem gibi insan vetiresinin vektörü olur. Bu dini diri ve imany canly tutan ok’a nefis denir ki bunun yedi mertebesi vardyr. (*)
Ancak bir at olan bu oku dizginlemek kolay de?ildir.
Daha önce vakti kaim etmek gerekir.
Bundan daha önce salaty ikame etmek gerekir.
Bizim bahsetti?imiz vakt-i salat bunlardan sonra gelir.
Yani salaty, vakti ve huzuru takib edip sürekli tutmaktyr.
Bunlaryn hepsi ikame- salat emri içinde yer alyr. Ve bu emri yerine getirmek zordur. Amma biz bu emri tutarak bu aty mümkün oldu?u kadar namaz arabasyna binek olarak ko?mak ve dizginlerini tutmak zorundayyz.
Tâ ki bu vakt-i salat-y ikame syra’synda nefis akla ya da kalbe ya da ruha binerek hali hazyrdan uzakla?yp ve kali hatyrdan kaçyp yani namazdan syvy?yp böylece bizi huzurdan çykarmasyn.
Hasyly namazyn KELAMI lisanyn beyanyndan ve kalbin maandan beslenirken KALEMY de nefsin kyblesinden ve bedenin kabesinden desteklenmelidir ki syra’dan duran musalli hali ve kali ile dergah-y huzurdan ayrylmasyn. Böylece namazda gönül korunmu? olur.
Sa?lycakla kalyn.
Osmanziya
(*)
Nefsin emmareden ba?layyp marziyeye kadar giden yedi mertebesinde nefs, akyl, kalb, ruh ve syr gibi manevi latifeler kast edilir. Fakat birde insaf-y vicdan, mizan-y nüha, kalyb-y lüga ile birlikte dördüncü olarak beyn-i beden olarak KALB, AKIL, RUH VE NEFYS olarak tanymlady?ym fakülteler var. Bu çok yanly ve yönlü konularyn analizini, bu dar orta ve geni? anlamly kavramlaryn anlam çerçevelerini yöntembilim ve insanbilim ba?lyklarynda ele alyyoruz. Bu yazyda nefis denilen ve irade, dikkat ve hazyr ile ilgilendirilen var olu?tan maksat mana ve olay olarak me?iet madde ve varlyk olarak bedenin beynidir. Beden, lisan ve kalb bundan sonra gelir.
DÜZELTYLMY?
|