| KUANTUM hakkında
 
 Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
 Kategori:  Yöntem Bilim
 Forum Adı:  Yöntembilim
 Forum Tanımlaması:  Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
 URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1451
 Tarih: 31-Ekim-2025 Saat 07:08
 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
 
 
 Konu: KUANTUM hakkında
 Mesajı Yazan: osmanziya
 Konu: KUANTUM hakkında
 Mesaj Tarihi: 30-Ağustos-2019 Saat 03:08
 
 
        
          |   
 
 Bir kültürel çalışma gurubun perşembe akşamları düzenlediği KUANTUM konulu derse katıldım.. bu gün ikinci haftası idi.. Hocamız Bülent Kantarcı Bey, konuya hakim açıklamalarını ve sunumunu ilgiyle izledim. Geçen  dersin başından dinlediğimiz çift yarık deneyimi hakkında burada uzun bir yazı yazmıştım.. bu hafta geçen haftadan aldığımız bu ÇİFT YARIK  fikrini  kullanarak bu gün dinlediğim dersimden ördüğümü ve anladığımı  özetleyeceğim:
 
 
 RUHUMUZ üç etki altında; bedenimize olan çevre etkileri ve bedenimizin içindeki  nörolojik (sağdaki yarık) yapı ve genetik (soldaki yarık) yapıdan etkilenmeleri.. bu üçünün bileşkesi olarak  kararlarını veriyor ruh ya da istenç ya da irade...
 
 
 Ancak bu konularda  düşünme, konuşma ve tartışmalar sırasında  geçen beyin , zihin.. şuur nesnelerinin  yapı ve işlevleri (şuura genellikle  bilinç diyorlar ben tanınç derim) hakkında bilgilerimiz giderek artıyor. Bu dersimizde  bilinç için FOKSİYONEL bilinç ile ÖZNEL bilinç ayırımı söz konusu etti  Değerli Hocamız.. bu öznel bilincin aslında EGO (Benlik, ene, enaniyet) olduğunu düşünüyorum..
 
 
 Fonksiyonel bilinci de DÜŞÜNCE KÜMESİ akıl.. ki bu bilinçtir..  DUYGU KÜMESİ kalb.. ki bu sevençtir.. DUYUM KÜMESİ nefis.. ki bu duyunçtur..  olarak üç bölüm olarak kurguluyorum.. ve DİLEK KÜMESİ olan RUH'u ayrık tutuyorum ki bu istençtir. İşte bunların hepsine  gizemli olan sırr da dahil olmak üzere..  ŞUUR (tanınç adını veririm)
 
 Elbette bu arada öznel (fenomenol) bilinç fazla açık değil bunu belirtmek isterim.. bana göre olsa olsa fenomanel ya da öznel değilde  numenol bilinç ya da hermenuetik bilinç.. demek daha yerinde..  ya da İNSAN BİLİNCİ bile diyebiliriz MAKİNE bilincinden ayırmak için.
 
 
 Yukarıdaki anlatımımda KÜMES deyince tavuk ve horozlardan müteşekkil kümes anlamayınız.. elbette bu kümelerdre  dişil ve eril ögeler bulunabilir lakin yerde kanatı olup uçumayan tavuklar değiller.. olsa olsa KARTALLAR olabilirler  lakin bunlarda kümeste değil zirvede uçar ve yaşarlar.. açıktır  KÜME’yi  mantıksal KÜME kavramı anlamında  kullanıyorum.
 
 İşte bütün konuşmalar da şöyledir böyledir diye dır dır ettiğimiz  lojik katmanını ve olanak alanını.. yukarıdaki tabloda bu var sayma ve yok sanma alanını şu iki alandar ayırıyorum. Birincisi  BİLİM'in azları ve çokları inceleyen alanı.. ikincisi  DİN'lerin birbirlerinin tanrılarını hiçleyen ve hepleyen alanı.. bu ikisi düşünme.. düşünce ve felsefenin alanından ayrı alanlardır.. hatta katmanlardır.. günlük bilgi.. bilimsel bilgi.. felsefi bilgi.. dini bilgi birbirinden bağımsız konu, alan ve katmanlardır. Ancak biz bunları birbiriyle karıştırırız.
 
 
 Belki bazı arkadaşlar bu kısa açıklamamı anlamamışlardır.. bu da benim huyum.. asla açık ve seçik olarak asla yazmam    Çünkü günlük dilin düz yazısıyla felsefi edebiyat yapmayı ya da dini vaaz vermeyi pek sevmiyorum. Ta ki insanlar YBA öğrenmeyi, kullanmayı ve yararlanmayı yeğlesinler.
 
 Yalnız şu kadarını söyleyeyim azlık ve çokluk alanını üç yatay çizgi olan DENKLİK ile gösteririm.. var sayma ve yok sanma alanını iki yatay çizgi olan EŞİTLİK ile gösterir.. hiçlik ve hepliği ise tek yatay çizginin iki tarafına yerleştirerek ÖZDEŞLİK alanını gösteririm.. bu alan bir AYNA'dır. Zaten buna alana ayniyet.. identity.. kendileri bizim akıl ilkelerimizin başı olan A=A.. her şey kendisinin aynısıdır.. olarak gösterilir.
 
 
 Faraziyeler ve nazariyeler.. var sayımlar ve kuramlar alanı.. ki aynı zamanda yok sanımlar ve kurgulamalar olarakta gösterilebilir.. Bu alanda atış serbesttir.. tuttarabildiğin kadar tutturursun.. TEZlerini bu TEST yarığından geçiririsin.. karşına hangi ÇOCUK çıkacak bilemezsin.. çünkü bu belirsizlik alanıdır.. fakat lakin korkarım yarım buna da müdahele edip  saç ve göz rengiyle sipariş edilmiş çocuklar  isteyecekler.. her ne ise aslında bunlar rastgele veya gelmeye gelişi güzel ya da kötü..  İSTATİSTİK YASALAR olarak  bizim hep bildiğimiz işler ve nesneler.. yarın sağ çıkacağımızı nereden biliyoruz ? Ama kesinmiş gibi projeler yapıyoruz.. işte bir tarafta parçacıkların  Planck dünyası.. bir taraftan yıldızların ve gezegenlerin determine Einstein dünyası..  dışarıda da iki dünya yan yana.. içeride de iki dünya yan yana.. ne oldu DÖRT YARIK.. tabloda bu da var; solda ve sağda  nörolojik ve genetik dikey yarıklarından başka üstte ve altta  BEDEN ve RUH'un yataya  yarığı..
 |  
 
 Cevaplar:
 Mesajı Yazan: osmanziya
 Mesaj Tarihi: 30-Ağustos-2019 Saat 13:05
 
 
        
          | Web sayfamın İNSANBİLİM bölümünde buradaki konu ile alakalı STANDART MODEL başlıklı yazım da şu paylaşımı yapmıştım: 
 "Malum çok uğraşmamıza rağmen uygarlık olarak bu gün için ortak bir FİZİK bilimi kuramadık.. ilk uğraşan Aristo idi PHySiCa sında bunu yapmıştı.. sonra bu masa başı spekülasyon Galileo’dan başlayarak Newton'un deneye ve gözleme ve ölçüme bağlı Fiziki ile geliştirildi.. madde.. kuvvet.. ısı.. hareket 0ilişkileri Standart bir düzene bağlanmıştı.
 Fakat 1881 de ışığın HIZININ ölçümü ile zaman ve mekan ölçüleri şaşınca fizikte şaşırdı.. şimdi micro dünyaya Kuantum (Planck) parçacık fiziğin micro dünyaya rölativite (Einstein) fiziğini uyguluyoruz fakat atların ve arabaların yürüdüğü midi dünyada yine Newton fiziğini uygulamayı sürdürüyoruz. Neden çünkü dünya üç alan ve Micro.. Midi.. Macro.. her bir alanda ayrı fizikler geçerli.. İşte bu alanların ve yöntemlerinin farklılığı YBA in de esası.. her alanda ayrı yöntemler geçerlidir. Zaten biz bunu yapıyoruz ve YBA da fazla bir şey söylemiyor.
 Ve tabi bu arada bizim eski bildiğimiz klasik üç parçalı (nötron, proton ve elektron) madde (atom) fiziğimizin sanırım iki yüz parçaya ve güce ve ada kadar arttığının haberini alıyoruz.. buradaki resimde 10 parçası gösterilmiş ve 11 parça yani KÜTLE ÇEKİM PARÇACIĞI'nı MAALESEF gösteremediklerini söylüyorlar.. çünkü henüz saptanmadı.. ancak fizikçiler fiziğin bildiğimiz dört boyutunu bu 11 parçanın hatırına 11 boyuta çıkardıklarını da söylüyorlar.
 Bu durumda atom matom kalmıyor her şey bir ip, bir sicim, bir boru haline geliyor.. bu yumak, doğrusunu Allah azze ve celle bilir.. Beyyine Suresindeki hayr-ı beriyye ve şerr-i beriyye denilen ipler.. sanırım bunlar ya dolu ya da boş oluyor.. gözle görünenine vertikal penis ve horizontal vulva diyoruz.
 Demem o ki MADDE'ye böyle değişmeye aday bir standart model verilmişse.. bu fakir de MANA'ya değiştirip düzeltilmeye aday bir STANDART MODEL getirdi.. bu gün çok şükür.. İnşaallah yayımlayacağım. Hemen öyle sanmayın bu YBA değil.. çünkü bu Standart Model.. içerikli.. anlatımlar tablosu.. Oysa kırk yıldır üzerinde uğraştığımız ve hala bitiremediğimiz ve öğrenici olmayı sürdürdüğümüz Yöntembilimsel Analiz içeriksizdir. Ancak bu Standart Modelimi YBA analizin reklam ve propagandası uğruna yaptığım düz yazı ve tablolarımdaki içeriklerle oluşturdum.
 Ancak günün birinde bizim gibi öğreniciler (maalesef benden başka öğrenicisi de bulunmuyor) den birisi ÖĞRETİCİ olarak bizlere bu YBA in hocalığını yapacaklardır, diye umuyorum. İnşaallah."
 |  
 
 |