Bu resmi paylaştım GÖSTERİ DÜNYASI dedim.. paylaştığım Arkadaşım dedi:

insanların sesini duyurması için iyi bir yoldur "gösteri dünyası",

kapitalizmin zincirleri bu kadar sıkı sarmışken emekçiyi...

dedim

o kadar da olsun dimi..musluman kadir gecesi ahiret bizim derken.. masonlar yılbaşinda dunya bizim derken.. marksistlerde yaz başinda gelecek bizim demesinler mi ? Birak desinler.. ben şuna gülüyorum..

Bir gun degil her gun.. insanlarin yarısı oral kapıdan reflüyle ızdirab çekerken.. diger yarısı anal porttan hemeroid ile muzdarib iken..dertlerine çare bulamiyor.. alışkanliklarinin pençesinden kurtulamiyor...

Oyle bizim bu 3 gunumuz gibi 2 GUNUMUZ daha var.. BIR gun ve HER gün.. toplami 5 eder.

Şimdi.. bu bir gun ile.. rengimize göre.. yeşil.. mavi.. kırmizi.. her gune çare bulabilir mi yiz ?

Yoksa Isa nin dedigi gibi asıl dunyamız olan üç gunu.. MAZİNIN dunu.. MUZARININ bu günu.. ATININ yarinini birleştirebilir mi yiz ?

Iste tüm bu söylediklerimi iki "Y"yi bir çizgide birleştirerek GÖSTERDİM.. bu da benim gösterim..

Özetle RİYA ve gösteri dunyasindan.. RAHAS .. rasin.. rasih.. RASAT..rüyet.. re'y.. RABAS.. dinine geçecek dili.. rast gele ya da rast gelmeye bulabilir mi yiz ?

Nazardan nazariyeye samimi.. basarda basirete ciddi.. geçebilirsek.. ikincil bilgilerimiz olan delaletleri ve işaretleri saglam ve sağlikli tevil ve tercüme edebilirsek.. metinler daha bariz yapacak tasrihler.. manalari daha beyyin edecek teşrihler.. elde edebilirsek.. bunda da safi ve halis olabilisek

nesneleri kullanmadaki IKTISADIMIZ..

kimseleri çalıştirmada ADALETIMIZ..

kafi ve vafi..

bilimin ve hukukun temeli olan şu işleri gerçekleştirebilirsek.. bu yeşil ve mavi ve kizil gösterilere gerek kalmayacaktir.. diye düşünüyorum.

Sıkıntı halkta olabilir ancak çare ne halka yapilan retorik ne de aydınin birbirine ettiği diyalektik.. oyle ise ne ? Resmi filoloji ve teolojiyi disiplinli amma özgun.. sivil filozofi ve teozofiyi kontrollu amma özgur birakmak.

Bizim sorunumuz.. insani giderek doğaya yabancilaştiran TEKNOLOJI.. insanları giderek birbirinde uzaklaştiran IDEOLIJI.. iledir.

HABER bekliyorum.. hadiselerden haber almak için..  yukarıdaki yazı da sözü geçen "RİYA ve gösteri dunyasindan.. RAHAS .. rasin.. rasih.. RASAT..rüyet.. re'y.. RABAS.." sözcüklerinin hiç birine de yer verilmemiş.. ancak HİKAYE ve ÜMNİYE ile VAHY ve VAKIA kavramlarının önemli bir tablosu sunulmuş.. biz HAKİKAT'ın HAKKANİYETİNİ ararken bu dört KAVRAM karşımıza çıkar; hikaye ve öykü.. ümniye ve düşünce... vakıa ve olgu.. ve nihayet vahiy ve SESLENME.. çoğalma ve beslenme ve seslenme ve sevinme YASALARI ile çevrili insanın bir savt ve ses duyması ve bunu nida ve sada haline getirmesi.. müziğin bestesinin ve güftesinin sazendeler ve hanendeler tarafında icra edilmesinden daha karmaşık bir hadise ve olay.. fakat SIRADAN insanlar yalın ve basit olarak kültürlerinin kendilerine öğrettiklerinden fazlasını bilemezler. Çünkü sıradan olmaktan çıkmak için kırkyıl işi gücü bırakıp bir konu üzerinde DELİCESİNE yoğunlaşmakta aklı olanların işi değildir.. hemen okuyup bir meslek sahibi olarak çoluk çocuğu ile mutla ve kutlu bir yaşamın içine giriverdikten sonra çıkmak kolay değildir. Bu anlatımımla insanları SIRADAN olarak küçümsemek istemem.. çünkü sıradan ve seçkin olmaktan çok daha öncelikli sorun İNSAN olmaktır.. insan olmadıktan sonra sıradan ya da seçkin.. mümin ya da değil.. mason ya da değil.. marksist ya da değil.. olmanın fazla bir kıymeti harbiyesi kalmıyor artık.. çünkü sen onlardan değilsin müslümanın, masonun ve marksistin ya kafirsin.. ya münafıksın.. peki bana diyebilirsiniz ki pek sen nesin ve kimsin.. ben müslüman bir insanım.. fakat müslümanın çoğunluğunun düşüncesinin aksine İNSAN olmayı.. bu ÇAĞDA.. her şeyin önünde görüyorum.. Belki her düşünce ve inancın KENDİNİ GÖRE BİR İNSAN tanımı vardır.. hadi bize onun tanısını izah eden tanımını irca edin söyleyin o zaman derseniz.. işte bunu yapamazlar insan olarak ya müslümanın ya masonun ya da marksistin tanımı yaparlar.. öyle olmayanı da İNSAN saymazlar.. ya müşrik ya da münafık bir kafirdir.. ya müslüman ya da marksist sıradandır.. ya ezen ya da ezenle işbirliği yapandır.. bu o kadar çirkin bir iştir ki onu kabullenmekten utanç duyacaksınız.. fakat elimizede olmadan yaptığımız da bu.. çünkü bir inanca, farkında olsun ya da olmasın, angaje olan.. amade olan.. adanan onun paradigmaların ya da dogmalarının asla farkında olamaz. Çünkü artık kurbağa kaynayan kazanın içindedir, dışarı atlayamaz. Haberden.. hadiseden.. hikayeden.. vakıadan.. ümniyeden ve vahiyden ders ve ibret alamaz marifet ve malumatı bile belki olmaz.