SABR VE USR VE ISRAR
SABIR dizini içindeki
dosyalar
Her yönden her yöne
fotonlar yayılır..
bir yöne gelen bütün
fotonlar bir resim oluşturur..
bu nesnenin surettir.
Bir yönden bir yöne ilgiler
akar.. ilgiler bilgil.. bilgiler sevgi olur..
bu kimsenin şeklidir.
Bu ikisi arasındaki
diyalektiğin
dışa bakan yüzüne dil,
içe bakan yüzüne düş deriz.
Bu yazdıklarımı bir
dilinize getirin bir düşünüze götürün bakalım
ne göreceksiniz belki de ne
öreceksiniz ?
Sabır ne demektir ?
Sözlüğe bakarsak
şunları söyler:
TDK (Arapça
kökenlidir. Addır. Acı, yoksulluk,
haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini
bekleme erdemi)
Göründüğü gibi
sözlüğün tanımı tam değil.. üstelik haksızlığa katlanma gibi menfi bir durumu
da erdem sayıyor. Haksızlığa anında karşılık vermek belki çoğu zaman doğru
olmayabilir fakat sabır haksızlığı sineye çekmek demek değildir. SABIR hakkında
günlük dildeki düz yazıyla sahifeler dolusu bir açıklama ve yorum getirilebilir
fakat yöntembilimsel analizde önemli olan tüm anlatacaklarımızı BİR SAHİFE
içinde yapabilmektir. Bu anlatım “efradını cami ağyarını mani” oluncaya yani ne
eksik ne fazla tam bir tanımı buluncaya kadar değiştirilecek ve
düzeltilecektir.
Şimdi SABIR
konusunda yöntembilimsel analizle yapılacak anlam çerçevesinde kullanılmak
üzere saptadığım tamlamalar var.. başkaları da çıkarabilir. bulduklarımı
listeliyorum:
Acılara yüklenme..
Sorundan yakınmama..
Çözümü yüklenme..
Zorluğa katlanma..
Olumsuzluklardan yılmama..
Umutla dayanma..
Beklentiyle direnme..
Girişimi sürdürme..
Bir kere bu
listenin, sözlükteki maddelerden daha fazla bir anlatımı bulunuyor. Ikincisi bu
listede geçen bir sözcük ikinci kez kullanılmamış. Bu içeriği bir sözlüğe
bakarak ya da klasik
çağrışım yöntemiyle analiz yaparak değil de ele kağıt kalem alarak, sözcükleri
analitik düzlemin nirengi noktalarını yerleştirerek yaptım. Bu şekilde
kavramaları/terimleri; imgeliyerek, irdeleyerek düşünürken bir kavramsal
tasarım gerçekleştirildi. Bu kavramsal tasarım da analitik düzlemin görsel
biçimi / sureti üzerinde karşılama ve karşılıştırma yapılarak tablo resmedildi.
Bu nasıl oldu ?
Önce rastgelere
olarak sahifenin üstüne ve altına DENEME ve YANILMA yazdım.. şöyle:
DENEME
--------------------------
YANILMA
Ortadaki kesikli
çizgi size sahifenin altını ve üstünü göstermektedir.
Deneme ve Yanılma
bizim temel öğrenme makenizmamızdır.. Denemeye giriştikten sonra genellikle
OLUMSUZ ve ZARARLI sonuçların ortaya çıkması ve girişimin yanılmayla bitmesi
bizi biraz üzer fakat onunla neyi “yapmamamız” gerektiğini öğrenir, durum
değiştirerek yeni bir denemeyle sonucu düzeltmeye çalışırız. Bu eğer ereğimizi ve
hedefimizi gerçekleştirme güdümüz güçlü ise ve buna ilişkin araştırma ve
geliştirme motivasyonumuz varsa olur. Yani sonucu ille de gerçekleştirmek
istiyor isek yeni bir deneyime ve yeni bir düzenlemeye girişmekte ISRAR ederiz.
Bütün bunlar bize ZOR (usr) gelebilir.. ama sonuçtaki başarı, kazanç ve kolaylık
(ysr) için bu hazır olumsuzluklara, şimdiki
zorluklara ve mevcuz başarısızlığa katlanırız. Yeni bir yol araştırır, yeni bir tarz öngörür ve yeni bir çözüm
deneriz. Bu durumda bizim ikinci bir öğrenme makenizmamız çıkıyor: ARAŞTIRMA ve
GELİŞTİRME.. bu iki durumu göstermek için tablomu şöyle değiştiriyorum:
Geliştirme
DENEME
EREK -------------ille-------------
KAYNAK
YANILMA
Araştırma
Burada sabır
görünmüyor fakat sabırla yapılan işler ve süreçler görünüyor.
Acaba denemesi ve
yanılması yapılan iş nedir ?
Araştırma ve
geliştirme ile hangi ereğe (hedefe) erişilmek isteniyor ?
Hangi sorundan
yakınılmadan çözüm yükleniliyor ?
Bu işlerin İÇERİĞİ
şimdi beni / bizi ilgilendirmiyor.. biz burada SABIR süreçlerini BİÇİMSEL
olarak saptamak istiyoruz. İstersek özel ve kişisel herhangi bir kaynak-erek
çizgisini örnek olarak gösterebiliriz. Burada herhangi bir bir sebeb-sonuç ilişkisi,
hernangi bir nedensellik münasebeti yani
illiyet gösterilebilir.
Geliştirme
DENEME
NETİCE -------------illet-------------
SEBEB
YANILMA
Araştırma
Burada çok genel bir
menba-hedef ilişkisini, çok tümel bir sebeb-netice münasebetini göstermek isterim.. öyleki tüm öteki
kaynakları ereklere ulaştırma ve bu suretle matlup ve maksadı gerçekleştirme
süreçleri dahil olabilir. Bu bir kalenin fethi de olabilir bir dağın zirvesi de
olabilir. Yani bu genel ilişkiyi gösteren yatay illiyet çizgisi olan kişinin
kimliğine, kişiliğine, inancına ve karakterine göre değişebilir.. ancak
aşağıdaki tabloda önereceğim salah-felah
hattı insan için en kapsayıcı olanıdır
ki biz bu sesleri her Ezan-I Muhammedî (A.S.M) çağrısında duyarız. Çünkü bu çizgi
sadece illetleri göstermekle kalmaz akibetleri dahi gösterir.
Geliştirme
DENEME
FELAH --------erek------
FTH ----kaynak---------- SALAH
YANILMA
Araştırma
Salahdan felah nasıl çıkarılacaktır. Salah sebebdir
felah da netice fakat bu nasıl gerçekleştirilecektir. Namaz “Hayye ale’essalat”
Haydi Salat’a yana namaza gelin diye çağırıyor ben onu namazın meyvesi olan
SALAH’a gelin diye alıyor ve anlıyorum. Salih bir insan yani işini maslahatlara
göre yapan insan, hayır ve hasenatı gözeten insan, kamil ve fazıl bir insan salat ve namaz sayesinde
maksad olan Felah ve kurtuluşa erer. Ancak bu sadece bilinen sebeb ve sonuç yani illiyet ilişkisi
değil bir de “akibet” ilişkisi var. Kader durumu var. İlahi İrade koşulu var.
Bilenen kaynak ve erek çizgisi üstünde ve ötesinde bir sonuç ve bitiş ile karşı
karşıyayız. Amm işin yürüyüş yolu sebeb sonuç bağ ile öngürülüp kurulabilir.
Yani bir felahı hedefliyorsak salat kaynağından ve salah yolundan yürüyerek
fetih kapsını açabiliriz. Fakat bu nasıl olacaktır ? ne şekilde
gerçekleştirilecektir ?
Müslümanlar her
yatsı namazının sonunda aşir olarak Amenerrasulü (Bakara suresinin son iki
ayetini okurlar. Bazen bu okunuşun ardından Bakara Suresinden sonra gelen
sürenin yani âliimran’ın son ayeti eklenir. Şimdi bu ayetteki tüm terimleri/
kavramları sıralıyorum:
İMAN-Isbru-Sabiru-Rabitu-Takva-Belki-FELAH
Buradaki “lealle”
umulur-ki ya da bel-ki manasında bir deyimdir.
Burada iman KAYNAĞI,
felah HEDEFİNE eriştirecektir amma nasıl ?
Işte bu süreci
yukarıdaki tablomuzla eşleştirerek uyarlıyoruz:
Takva GELİŞTİRME
İsbru DENEME
FELAH belki ------SBR------ iman SALAH
sabiru YANILMA
rabitu ARAŞTIRMA
Şimdi bu siyah ve
kırmızı sözcükler arasında anlam bağlantıları ayrıntılı açıklarsak konuyu
yitiririm bu nedenle ayrıntıyı atlayıp bu tablo üzerinde SABIR süreçlerini mavi
sözcüklerle göstereceğim.. böylece zaten bir araya gelecek üç renk sözcük bize
bir şeyler anlatacak. Burada ekleyecek
mavi renkli sözcükler türkçe kelimeler olduğu için anlamakta ve bağlıntı
kurmakta zorluk çekmeyeceksiniz. Ali imran surenin son ayeti için de tefsirlere
bakarsanız yeterli bilgi elde edeceksiniz. Konu genel bir çare ve ortak bir
çözüm olduğu için bu araştırmayı size yaptıracak sevki ve şekvi vereceğini
düşünüyor ve bu yüzden ayrıntılı
açıklama yapmıyorum.
Takva GELİŞTİRME dayanmak ve direnmek
İsbru DENEME sorundan yakınmamak
olumsuza yılma FELAH belki ------SBR------ iman SALAH zorluğa katlan
sabiru YANILMA çözümü yüklenmek
rabitu ARAŞTIRMA girişimi sürdürmek
Nasıl.. manaların
düzenini ve dizimin güzelliğini görüyor musunuz ?
Arkadaşlar bu ne
sihir dir, ne de keramet!
El çabukluğu ve
marifet dahi değil.
Sadece sabır…
düşünürken kağıdı ve kalemi ele alma
sabrı..
Düşünmeyi zihinle
değil de kalem ile yapma usru
Hazreti Peygamberin
“ilmi kaydedin” buyruğuna uyma ısrarı..
Yirmi senelik bir
sabır ve katlanma ile öğrendiğim san’atı size yirmi dakikada veremem..
gösterdiğim anda kapılacak bir iş değil bu.. sizde bunu hemen alamazsınız. Bu
iş bir dil öğrenmek.. bir araba kullanmak gibi yerleşecek 25-30 tane refleksle
yeşerecek bir ağaç.. burada BİR İKİ kişi hariç yazılarımı sürekli okuyan
yirmibeş otuz kişiden bir ses, (başta peşinen söyliyeyim.. bir teşekkür ve övgü
kesinlikle istemiyorum) bir deneme, bir katılım.. bir katkı.. bir gayret..
anlayandan eleştiri.. bulamıyorum. Anlamayandan soru görmüyorum.. içeriğine
bakıyor biçimini kaçırıyorsunuz.. buraya gelenlere bir reklam olarak sunduğum
bir kaç gerçeğin çekimine.. propaganda amacıyla gizemlerin çelimine.. sonuçta
dilin büyüsüne kapılıp geliyor olabilirsiniz. Ancak bunun ne bana yararı var ne
de size bir getirisi.. Biz yazı anlaşılır.. yani anlamları alınır ve bilgi
paylaşılırsa maksad hasıl olmuş verilen
verilmiş ve alınan da alınmıştır. Yazdığım hiç bir yazının böyle olduğunu düşünmüyorum.
Burada üç tür alıcı varsayılabilir:
Birincisi anlamayamadığı için anlamaya çalışanlar. İkincisi başka anlaşılır yazıları okuyupta anlamaktan bıkıpta, anlaşılmayan yazılanı
anlamaya çalışanlar. Üçüncüsü anlama
dedektörlerinin itirazları ve ukale reaktörlerinin şikayetleri. Ben hiç birini
bulamıyorum. Ne anlamaya çalışanların soruları, ne anlamaktan bıkanların
teşekkürleri ve ne de anlayanların eleştirileri..
Bu günden yarına
hemen tablo yapmaya başlayamazsnız.. amma yapmaya karar verirseniz, bu gün
yarın ve ertesi gün, üç gün üst üste elinize kalem alıp tablo yapmaya
giriştiğinizde bu başlangıç size düşünme hazinesinin deneme kapağını
açtıracaktır. Nitekim yazma alışkanlığınız da böyle gelişmedi mi ? Kimbilir
gençliğinizde başladığınız günlük tutma alışkanlığı, bügün düz yazı ile kendini
ifade kabiliyetine ve dünyayı ibare etme san’atına dönüştü
Belki ilk (3) günden
sonraki günlerde ustalık isteyen ve beğendiğiniz bir tabloyu
hazırlayamazsınız.. fakat her türlü ustalık, çıraklığın denemesinden,
kalfalığın yanılmasından, merakın araştırmasından, cesasetin geliştirmesinden
çıkar.. Bir genel kural var: Bir işe BAŞLARSIN.. fakat önce bunu araştır. Daha
önce başkaları yapmış mı ? Yapılmış bir işi yeniden yapmanın ve Amerikayı
yeniden keşfetmenin yararı yok. Bir girişimi böyle bir araştırmayla
başlattıktan sonra onu SABIR ile geliştirmenin BASIRETİNE güven.. sonuna kadar
da git.. baktın geliştiremiyorsan o zaman BIRAK.. çünkü “önce başlat sonra
bitir” yasası çerçevesinden gerçekleştirebileceğin ve hakikaten ihtiyacın olan
başka çözümler, hedefler, başarılar var. Belki yazgın uymuyor.. belki yeteneğin
olmuyor.. belki seni bitirecek engeller var.. Önemini ve değerini bildiğin başka
konulara el at..
Amma önce hiç bu
yöntembilimsel analiz işine giriştin mi ?
Yararlanmak
istiyorsun, fakat önceden hiç kullandın mı ?
Kullanmak için önce
onu öğrenmen gerekmez mi ?
Öğrenmek zor
geliyorsa, biçimsel bilgilerin kolay edinilmediğini, dil ve yöntem öğrenmelerin
zor olduğunu, bizatihi öğrenmenin bir alışkanlıkla bulunduğunu ve alışkanlığı
kurmanın ve yıkmanın tekrarlı, tecdidli, teyidli müstekar bir çabayı
gerektirdiğini bilmiyor musun ?
Ki biz bunun yani
öğrenmenin SABIR olduğunu yukarıda kanıtladık. İnsan öğrenme varlığı derken
onun sabırlı olması gerekeceğini de kabullenmiş oluyoruz. Öğrenene ve öğretene
sabır gerekiyor. Öğretmen ve öğrenciye sabır gerekiyor. Bizim işimide öğretici
ve öğrenici de üç katlı sabır gerekiyor.
Yukarıda yöntembilimsel
analizin kavramsal tasarımının nasıl yapıldığını kısaca anlattım.. fakat bir
işin nasıl yapıldığından ziyade önceliğinden çıkan önemi görmek gerekir, sonra dayanağından doğan
değerine bakmak lazım. Öncelik ve dayanak işin önemini ve değerini gösterir. Bu
dört işte insna kayanağı ereğe eriştirme sabrı verir.
Yöntembilimsel
analizin önemini ve değerini çeşitli vesilelerle anlatıyorum.. bir kere pratik
akıl için İMAN ne kadar önemli ise teorik akıl içinde USUL o kadar önemlidir..
Bir anlatımın biçimi ve USLUBÜ ne kadar değerli ise sağlam düşünmeye ve
sağlıklı bilgiye ulaştıran YÖNTEMİ o kadar kıymetlidir. Bunu herkes göremez..
hatta aydın kimseler bile çoğu zaman görmez.. amma entellektüel etkinliğini
taakkul düzeyini yükseltmiş kişiler için USUL ve YÖNTEM onların manevi
beslenmelerinde ekmek ve su kadar değerlidir. Şu da var ki yöntem işinde biz EN
iyisini değil, EN yeni ilkini sunuyoruz. YENİ BİR DİL KURMA işine girişiyoruz.
Benim ve sizin aranızda karşılıklı zorluk ve sıkıntımız işte burada.. Bir işin
ilk olması kolay ve öncü bulunması olaydır . Bu zorluk olayı, zaten
standartlarla savaşta tüm patentlerin ortak kaderidir ki biz bunu yukarıda
söylediğimiz sabır gücüyle aşmaya çalışıyor ve sizlerin yardımını arıyoruz. Bu
ilk olduğunda zorlayıcı bir zorluluğu
olan işin öncülüğünü yapacakları ve onun
kuruluşuna katılacakları ve bunların onurunu paylaşacakları bekliyorum. Eğer manevi ampul dinen
yararlı olacaksa bunların sevabına katılmak isteyenler bulunacak , onları da
bekliyorum.
Evet bilindik sabır.. şimdi burada hazır olan bir
acının sevimsizliğine, bir acıtıcı
duyumsamanın yıkımına katlanmaktır. Hali hazır ağrı-ya, acı-ya ve
açlık-a dayanmak sabırdır. Fakat araştırmada yinelenen tekrirlere, yönelimde
yenilenen tecdidlere, yaklaşımda süre giden
teyidlere, bir aşamanın sonucuna bakmak ve bir dönemin meyvesini
beklemekte sabır ile olur. Acı verse
bütün bunlardan gelen hariciteki yakınma ve sızlanmalara ve dahildeki
itirazlara ve isyanlara kaşı ısrar
etmekte sabırdır. (*)
Bu yazıyı telif etmek,
düzeltmek, yayımlamakla kalmayıp email ile on onbeş yere göndermek, bunlara
yanıt almamakla beraber yine yeniden okunmayı kolaylştırmak üzere yazıyı
yeniden değiştirmek ve düzeltmek bana acı veriyor. Fakat bütün bunlara rağmen
yine bu değiştirme ve düzeltmeleri yapıyorum. Bu ısrar ve inadı nasıl
yapıyorum.. sabırın verdiği basiretin sırrı ve rabasın verdiği rasatın seyri.. son ucu görmediğim ve meyveyi
tatmadığım halde bana, acı fakat keyifli bir şekilde, bütün bu işleri yaptırıyor.
Yukarıda dedik ki:
BİTİR <-------------
BAŞLA
GELİŞTİR <------------ ARAŞTIR
Şimdi
sorabilirsiniz.. pek başaramadığın halde bu kadar yıldır sen neden bırakmıyor
ve bitirmiyorsun ?
Arkadaşlar ben
atmışımı buldum.. yapacağımı yaptım.. eleğimi duvara astım.. bu arada bu
yöntembilimsel analiz hastalığına tutuldum.. yöntembilimi eğiteyim derken bir
da baktım ki o beni yönetiyor.. Hani bu elinizle yetiştirdiğiniz ve eğittiğiniz
çocuğunuzun, yaşlanınca size bakması ve yönetmesi gibidir. Yöntembilimsel analiz..
üvey anası bulunan DÖRDÜNCÜ çoçuğumdur.. insan evladını baş göz etmeden ve
sahibine vermeden yad elllere bırakır mı ?
Yaptığım iş..
ömrümün birinci baharından ikinci baharına atılmış yeni bir TOHUM.. yaşlılığım
başlangıç dönemine HAZIRLANMIŞ yeni bir giriş.. Çünkü farkına varmadan ömrümün
faslında “hasıl” olan serpilip gelişen bu çocuğu tâlib’ini (öğrenicisini) bulup
everirsem gözüm arkada kalmadan gideceğim.. Öğrenci ve talebe aramıyorum.. ben
de hem öğrenci hem öğreniciyim.. yöntembilimsel analizle yaptığım İNSANBİLİM’de
bildiklerimin öğrencisi ve bilmediklerimin öğrenicisiyim. Yöntembilime öğrenici
olacaklarla birlikte yöntembilimsel analizi görsel bir dil haline getireceğiz.
Yöntembilimsel
analizi doğrudan ya da insanbilim içeriği ile dolaylı olarak bu öğrenicilik
etkinliğime katılanların düz yazılarımı tablolarıyla birlikte okuduklarında
YÖNTEMBİLİMSEL GÖRSEL ANALİZİ kendiliğinden öğreneceklerine inanıyorum.
İki sene anasını
izleyerek anadilini öğrenen, yazılarımı şemalarmıyla beraber okusa öğrenmez mi
? Çok rahat öğrenir.. fakat bizim okuyucularımız yazıların içeriğine talebe
biçimine tâlip değil…
Fakat onları tamamen
de suçlayamıyorum.. çünkü insanlar giderek inceleme-düşünme, imgemele ve
irdelemeden sorgulama ve soruşturmadan uzaklaştırılıyorlar. Görsel ve işitsel
çekici materyallerin etkisiyle ve hazır kolaylıkların alıştırmasıyla armut piş
ağzıma düş zihniyeti gittikçe yaygınlaşıyor. Hazır para gibi hazır bilgide
insanın hoşuna gidiyor. Bir şeyden yararlanmanın önce onu öğrenme ve sonra kullanma
ile gerçekleşebileceğini unutarak hemen yararlanılacak konular, bilgiler,
başarılar ve sonuçlar istiyorlar ki o da ben de yok.. ben de olmayanı onlara
veremem. Yapabildiğim Tony BUZON ( http://www.mindmeister.com/ - - www.optimumdengemodeli.com ) gibi
bildiğim örnekleri KANIT olarak göstermektir. Bakın bu insanlar analitik
düzlemden yararlanmışlarsa biz neden yapmayalım.. şu an bu iki ismi ayrıntılı
incelemedim.. fakat izlediğim kadarıyla onların analitik düzlemi bir DİL haline
getirme kaygılarım yok.. sadece ondan yararlanmanın bir yolunu bulmuşlar,
başkalarını da yararlandırıyorlar. Onlar bir tür kişisel gelişimcilik yapıyorlar.
Şu açık ki
İNSANBİLİM içerikleri nedeniyle Osmanziya kişisel gelişimci gibi görünse bile
öyle değildir.. Peşinen söylüyorum.. kendim için böyle bir hedefim bulunsada
başkaları için asla böyle bir koçluğa yeltenmedim.. girişecek olsam zamanında
kendi çocuklarım vardı.. onlar için bile gereken eğitim ve yönetim performansı
gösteremedim.. beni bağışlasınlar.. onlar kendilerini yetiştirdikleri kadar
kendilerini geliştirdiler.. zaten kişisel gelişim herkes için bir ömür boyu
yürüyen bir süreçtir ki bu surecin sonunda bu yazıda kanıtladığı gibi “hedef”
salahı sağlayacak TAKVA olursa.. hem dünyada hem ahirette işe yarar.
Diğer taraftan benim
hedef kitlem çok dardır.. bir defa gençlerin iş-aş-eş-ev derdi var.. yaşlıların
her birinin elinde zaten kendi yöntembilimleri var.. kaldı çocuklar.. o yarış
atlarınıda ana babaları bırakmıyor.
Ben kime sesleneyim
?
Buradaki yirmibeş
otuz kişiye.. tanıdığım üç beş dosta..
Sonuçta marifet
iltifata tabidir demiş SİNANOĞLU..
Öyle ise bize
hakikatlar ve gizemlerle süslü ve yüklü, reklam ve propaganda içerikleriyle
yöntembilimsel analizin biçimine çağrıdan başka bir iş kalmıyor.. ola ki birisi dıştaki SURET ile
içteki ŞEKİL arasında bulunan MİSAL’e isal eden yolu merak eder.
Derim ki gayret
edelim.. himmet edelim..
tevfik ve
muvaffakiyet Allah’dandır.
Allah akibemizi
GÜZEL ve ahiretimizi İYİ etsin AMİN.
Sağlıcakla
kalın.
Osmanziya
(*)
Ekonomik
ve politik araç ve amaçların güdüsüyle.. dilin büyüsüyle.. felsefi edebiyatın
süsüyle.. dini vaazın sisiyle; dünyanın barışını karartan, dilin hikmeti örten,
felsefi hakikatını örten ve dinin hakkaniyetini perdeleyen karanlık olmasaydı
insanlar bu gök yüzünün ardını aramazlardı.. nedir bu rasat sınırı ? Günlük
dilin mantığı ile matematik anlatımın nutkunda istintak ettiren bir bir
LOGICO-MATHEMATICAL organizma var.. Aristo bunu ORGANON yapıtıyla dil gözümüze
gösterdi.. Şimdi bu aramızda tekerlenen “seker-i meker”i daha yalın dil ve daha
sade yansıma ile göstermek gerekiyor. Yöntembilimsel analizin hissettiği bu
aynanın çekirdeğini görebilir ya da örebilir ya da kurabiliriz. Böylece
hikmetin hakikatı hakka yaklaştırma misyonu daha kolay olacak ve biz de duyum
eşikleri ve düşünce çelişikleri ötesine çıkabileceğiz İnşaallah.
DUYURU
Sentaks /
sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik /
anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan
özür dilerim.
UYARI
Düz yazı bahane..
şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları izlediğinizde imgelemiş ve
irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA
görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.
|