Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Din | |
YöntemBilim Forumu | Diğer | Din |
Konu: Evrrad-y Kudsiye'de dört isim( Kapalı Konu) | |
Yazar | Mesaj | ||||||||
osmanziya01
Yönetici Kayıt Tarihi: 29-Ekim-2009 Konum: İzmir Gönderilenler: 381 Hak Puan : 10 Kidem : 7 OrtalamaHak : % 100 Irtibar :2 |
Konu: Evrrad-y Kudsiye'de dört isim Gönderim Zamanı: 31-Mart-2012 Saat 09:21 |
||||||||
|
|||||||||
BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir
|
|||||||||
osmanziya01
Yönetici Kayıt Tarihi: 29-Ekim-2009 Konum: İzmir Gönderilenler: 381 Hak Puan : 10 Kidem : 7 OrtalamaHak : % 100 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Nisan-2012 Saat 10:09 | ||||||||
?UALAR risalesinden 11 nci ?uanyn YEDYNCY MES’ELESY On Birinci ?ua - s.959 Hem madem biz gözümüzle görüyoruz, öyle ihâtaly ve azametli bir hafîziyet hükmeder ki, zîhayat her?eyin ve her hadisenin çok sûretlerini ve gördü?ü fytrî vazifesinin defterini ve esmâ-i Ylâhiyeye kar?y lisan-y hal ile tesbihatyna dair sahife-i a'mâlini misâlî levhalarda ve çekirdeklerinde ve tohumcuklarynda ve Levh-i Mahfuzun nümunecikleri olan kuvâ-yy hâfyzalarynda ve bilhassa insanyn dima?yndaki pek büyük ve pek küçük kütüphanesi olan kuvve-i hafyzasynda ve sair maddî ve mânevî in'ikâs aynalarynda kaydeder, yazdyryr, zaptederek muhafaza altyna alyr. Sonra, mevsimi geldikçe bütün o mânevî yazylary maddî bir tarzda da gözümüze gösterip milyonlarla misâller ve deliller ve nümuneler kuvvetiyle ”ve iza suhufu nu?iret” âyetindeki en acip bir hakikat-y ha?riyeyi, kudretin bir çiçe?i olan her bahar, kendi çiçek-i ekberinde milyarlar dille kâinata ilân eder. Ve ba?ta nev-i insan olarak bütün zîhayatlar ve bütün e?ya, fenaya dü?mek ve ademe sukut etmek ve hiçlikte mahvolmak ve ba?ta nev-i be?er olarak zîhayatlar idam edilmek için yaratylmamy?lar. Belki bekaya terakki ile ve devama tasaffi ile ve sermedî vazifeye istidadyyla girmek için halk olunduklaryny gayet kuvvetli ispat eder. Evet, her baharda mü?ahede ediyoruz ki, güz mevsimi kyyametinde vefat eden hadsiz nebatat, bahar ha?rinde herbir a?aç, herbir kök, herbir çekirdek, herbir tohum ”ve iza suhufu nu?iret” âyetini okuyup bir mânâsyny, bir ferdini kendi diliyle, geçmi? senelerde gördü?ü vazifenin misalleriyle tefsir ederek o azametli hafîziyete ?ehadet eder, “hüve el-evvelü-ve-el-âhiru-ve-ez-zahiru-ve-el-bâtinu”âyetindeki dört muazzam hakikatleri her?eyde gösterip hafîziyeti âzami derecede ve ha?ri bahar kolayly?ynda ve kat'iyetinde bizlere ders verir. Evet, bu dört ismin cilveleri en cüz'îden en küllîye kadar cereyan ederler. Meselâ, nasyl ki bu a?acyn men?ei olan bir çekirdek, el-Evvel ismine mazhariyetle o a?acyn gayet mükemmel programyny ve icadynyn noksansyz cihazatyny ve te?ekkülünün bütün ?eraitini câmi bir kutucuktur ki, hafîziyetin azametini ispat eder. Ve'l-Âhir ismine mazhar olan meyvesi ise, çekirdekleriyle o a?acyn i?ledi?i bütün fytrî vazifelerinin fihristesini ve amellerinin listesini ve hayat-y saniyesinin düsturlaryny ihtiva eden bir sandykçadyr ki, âzamî derecede hafîziyete ?ehadet eder. Ve'z-Zâhir ismine mazhar olan o a?acyn suret-i cismâniyesi ise, öyle tenasüplü ve san'atly ve süslü bir hulle, bir libas ve ayry ayry naky?lar ve zîynetler ve yaldyzly ni?anlarla tezyin edilmi?, güya yetmi? renkli bir hûri elbisesidir ki, hafîziyet içinde azamet-i kudret ve kemâl-i hikmet ve cemâl-i rahmeti gözlere gösterir. Ve'l-Bâtyn ismine ayna olan o a?acyn içindeki makinesi ise, öyle muntazam ve mükemmel ve mucizatly bir fabrika, bir tezgâh, bir kimyahâne ve hiçbir daly ve meyveyi ve yapra?y gydasyz byrakmayan mizanly bir kazan-y erzaktyr ki, hafîziyet içinde kemâl-i kudret ve adalet ve cemâl-i rahmet ve hikmeti güne? gibi ispat eder. Aynen öyle de, küre-i arz, senevî mevsimler cihetinde bir a?açtyr. Ysm-i Evvel cilvesiyle güz mevsiminde hafîziyete emanet edilen bütün tohumlar ve çekirdekler, bahar çar?afyny giyen zemin yüzünün milyarlar dal, budak, meyve veren ve çiçek açan a?acynyn te?kilatyna dair Ylâhî emirlerin mecmuacyklary ve kaderden gelen düsturlaryn listeleri ve geçen yazyn i?ledi?i vazifelerin küçücük sahife-i amelleri ve defter-i hidematydyr ki, bilbedahe bir Hafîz-i Zülcelâl-i ve'l-Ykramyn hadsiz kudret, adalet, hikmet, rahmet ile i? gördü?ünü gösteriyor. Ve senevî zemin a?acynyn âhiri ise, ikinci güzde o a?acyn gördü?ü bütün vazifelerini ve esmâ-i Ylâhiyeye kar?y etti?i bütün fytrî tesbihatlaryny ve gelecek bahar ha?rinde ne?rolabilen bütün sahâif-i amallerini, zerrecik ve küçücük kutucuklaryn içine koyup, Hafîz-i Zülcelâlin dest-i hikmetine teslim eder Hüve'l-Âhir ismini hadsiz dillerle kâinat yüzünde okur. Ve bu a?acyn zâhiri ise, ha?rin üç yüz bin misallerini ve emarelerini gösteren üç yüz bin küllî ve çe?it çe?it çiçekler açyp hadsiz rahmâniyet ve rezzâkyyet ve rahîmiyet ve kerîmiyet sofralaryny sererek zîhayatlara ziyafetler vermekle Hüve'z-Zâhir ismini, meyveleri, çiçekleri, taamlary sayysynca lisanlaryyla zikredip medh ü senâ eder, “ve iza suhufu nu?iret” gündüz gibi hakikatini gösterir. Bu ha?metli a?acyn bâtyny ise, hadsiz ve hesaba gelmez muntazam makineleri ve mizanly fabrikalary kemâl-i dikkat ve intizamla i?lettiren öyle bir kazan ve tezgâhtyr ki, bir dirhemden bin batman taamlary pi?irir, açlara yeti?tirir. Ve öyle bir mizan ve dikkatle i?ler ki, zerre kadar tesadüfün kary?masyna bir yer byrakmyyor. Hüve'l-Bâtyn ismini zeminin içyüzüyle, yüz bin dille tesbih eden bazy melâike gibi, yüz bin tarzlarda ilân edip ispat eder Hem arz, senevî hayaty haysiyetiyle bir a?aç oldu?u ve o dört isim içinde hafîziyeti ve onunla ha?ir kapysyna bir anahtar yapty?y gibi; aynen öyle de, dehrî ve dünya hayaty cihetiyle yine meyveleri âhiret pazaryna gönderilen bir muntazam a?açtyr. Ve o dört isme öyle bir mazhar, bir ayna ve âhirete giden bir yol açar ki, geni?li?ini ihataya ve tabire aklymyz kâfi gelmiyor. Yalnyz bu kadar deriz: Nasyl ki bir saatin saniyeleri ve dakikalary ve saatleri ve günleri sayan haftalyk saatin milleri birbirine benzer, birbirini ispat eder. Saniyelerin hareketini gören, sair çarklaryn hareketlerini tasdik etmeye mecbur olur. Aynen öyle de, semâvât ve arzyn Hâlyk-y Zülcelâlinin bir saat-i ekberi olan bu dünyanyn saniyelerini sayan günler ve dakikalaryny hesap eden seneler ve saatlerini gösteren asyrlar ve günlerini bildiren devirler birbirine benzer, birbirini ispat eder. Ve bu gecenin sabahy ve bu ky?yn bahary kat'iyetinde fâni dünyanyn karanlykly ky?ynyn bâki bir bahary ve sermedî bir sabahy gelece?ini hadsiz emârelerle haber verir diye, Hafîz ismi ile“hüve el-evvelü-ve-el-âhiru-ve-ez-zahiru-ve-el-bâtinu” isimleri, biz Hâlykymyzdan sordu?umuz ha?ir meselesine, mezkûr hakikatle cevap veriyorlar.
|
|||||||||
BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir
|
|||||||||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |