Tarih, tabiatı nasıl yineleyerek destekler ?
Tabiat, tarihi niçin yenileyerek besler ? Bunu Tanrı ve Din
yerine Tabiat ve Tarihi koyurak hallettik diyelim! Kainat ağı-nın bu tarih
ve tabiat kanatlarının, alemin varlıklar ve olaylar yanlarının,
dünyanın zaman ve mekan kadrolarının aç-ılarak ağ-aç
olması, hangi yapılar ve işlevler ile gerçekleşir ? Bunu da
fenlerle yavaş yavaş öğreniyoruz sayalım ! Bu akımın ve gidişin
düzenini tanımlama yolunda hikmet ile ne-y-i bilmeyi ve kim-i
bulmayı umuyoruz ? Bu işi de Felsfenin Başlangıcına bırakarak bitireceği
günü bekliyelim! Peki şu ilerlemenin ve yürüşün düzeneğini
tespit yolunda bilimimiz ve felsefemiz bize neyi kesin ve kalıcı olarak
veriyor ? Kocaman bir hiç! Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz ve nasıl
kanıtlarız gibi kaynak ve köken soruları ilk ve son cevapları, ben
öldükten sonra bulanacak ve cevaplanacaksa benim ne işime yarayacak
? Yada şimdi bulsam, geçmişte yaşayanlara ne
olacak ?
Yazgının yargıya buyruğu nasıl infaz edilir ? Hukuk ve
bilim nasıl canlı ve diri tutulur ? Müşterek vicdan ve ortak akıl nasıl
kurulur ? Bu medeniyetin hars ve umran kanatları nasıl açılır ?
Olasılıkların, olayların, olguların, olanakların, koşullarını
deneyletmesi (cerb) mesajı nedir ? Yasaların, ilkelerin, ölçülerin,
kuralların (cebr), kararlarını dayatmasının misyonu nedir ?
Varoluşun kurgusuna ilişkin fakirlik, hastalık, ihtiyarlık ve ölüm
gibi sorunları ayrıntılarına girebilirsiniz! Sorunlar ve çözümleri
zincirini; gereksinimlerin doğurduğu yeni sorunları, onların
götürdüğü yeni çözümleri, yeni çözümlerin eskiyerek ortaya çıkardığı
yeni sorunları yada yeni gereksinimleri.. onların da.. bu işi
bitiremezsiniz! Değişim bitmeden yenilenir, süreklilik kesilmeden
yinelenir.. biten ve kesilen nesnelerin koyboluşunu ve acısını
yada ölen ve yiten kimselerin ayrılğını ve
üzüntüsünü nereye koyacağız ? Ya da, bitmez ya (Ni’met ve Hamd
sorunu bitmez! Ayet ve Şükür davası tükenmez!) gelecekte
sorunları bitirdiğimizi varsayalım..geçmişte giden kimselerin,
canların, cananların, zihinlerin, şuurların, istiyenlerin, arzulayanların,
sevenlerin günahı neydi ?
Mutluluk ve kutluluk geleceğin, mutsuzluk ve yoksulluk
geçmişin mi olacak ? Kitlelere kıyan katiller cezasız mı kalacak ? Kendini
insanlığa feda eden adiller, mükafatsız mı olacak ? Ve en kötüsü bu iki uç
eşit mi olacak ? Bu haksızlığa dayanamıyorum. Bu acıya katlanamıyorum ve
Buna isyan ediyorum. Tabiat denen sözde ilahı yadsıyorum ve Tarih
denilen kara yazgıyı tanımıyorum. Bu sanı ve şu kanı, benin, yalancı
ve inkarcı yanılsaması ve bencil ve çıkarcı bir yansımasıdan ibaret
bilgisizlik ve acımasızlıktan başka bir şey değil.
Bitmez tükenmez sorular ve sorunlar... Demek ki Kozmik
ağacın iki dalı olan cennet neden ucuz değildir ve cehennem niçin luzumsuz
değildir, şimdi anlaşılıyor ?
Bu ontik, kozmik ve existantial varlık-konularını her
zaman sizinle tartışmaya ve konuşmaya hazırız. Görüşlerimizi eleştiri
süzgecinden geçirerek düzeltmeye ve bilgilerimizi bildiklerinizle
denetlemeyi bekleriz. Ama mahkemelerdeki hakimlerin maaşları için
çalıştığını , Hastaneleredeki hekimlerin saygınlığı için çalıştığını ,
Labaratuvardaki alimlerin şöhret için tasarım uğraştığını,
dairelerdeki müşteşarların makam için karar için çırpındığını düşünenler
aldanır. Anlamsız ve amaçsız boş ve geçici bir dünya
için karar ve çare, bilim ve işlem ürettiğini sananlar
yanılırlar.. Üst bilinçleri herhangi bir çıkar için bu işleri
yapsa da alt bilinçler, erişilen başarılarla birlikte,
yapılanların sorumlululuğunun yüklenildiğinin de farkındadır. Bu
işte, hırsı ve hıfzı hayat, bu işletimin tadını alsada;
fevki ve tahtı şuur, işlemlerin yükünü taşır. Ne mi demek istiyorum?
Ve’lerin yerine kırmızıları koyarsanız anlarsınız!
|