MATRIX ÜZERİNE
 
 

(*2*) HIRS-I HAYAT VE TAHTI ŞUUR

 

Tarih,  tabiatı  nasıl yineleyerek destekler ? Tabiat,  tarihi niçin  yenileyerek besler ? Bunu Tanrı ve Din yerine Tabiat ve Tarihi koyurak hallettik diyelim! Kainat ağı-nın bu tarih ve tabiat kanatlarının, alemin varlıklar ve olaylar yanlarının, dünyanın  zaman ve mekan kadrolarının aç-ılarak  ağ-aç olması,  hangi yapılar ve işlevler  ile gerçekleşir ? Bunu da fenlerle yavaş yavaş öğreniyoruz sayalım ! Bu akımın ve gidişin düzenini  tanımlama yolunda hikmet ile ne-y-i bilmeyi ve kim-i bulmayı umuyoruz ? Bu işi de Felsfenin Başlangıcına bırakarak bitireceği günü bekliyelim!  Peki  şu ilerlemenin ve yürüşün düzeneğini tespit yolunda bilimimiz ve felsefemiz bize neyi kesin ve kalıcı olarak veriyor ? Kocaman bir hiç! Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz ve nasıl kanıtlarız gibi kaynak ve köken soruları ilk ve son cevapları, ben öldükten sonra bulanacak ve cevaplanacaksa benim ne işime yarayacak ?
Yada şimdi bulsam, geçmişte yaşayanlara ne olacak ?

Yazgının yargıya buyruğu nasıl infaz edilir ? Hukuk ve bilim nasıl canlı ve diri tutulur ? Müşterek vicdan ve ortak akıl nasıl kurulur ? Bu medeniyetin hars ve umran kanatları nasıl açılır ? Olasılıkların, olayların, olguların, olanakların,  koşullarını deneyletmesi (cerb) mesajı nedir ?  Yasaların, ilkelerin, ölçülerin, kuralların (cebr), kararlarını  dayatmasının misyonu nedir ? Varoluşun kurgusuna ilişkin  fakirlik, hastalık, ihtiyarlık ve ölüm gibi sorunları ayrıntılarına girebilirsiniz! Sorunlar ve çözümleri zincirini;  gereksinimlerin doğurduğu yeni sorunları,  onların götürdüğü  yeni çözümleri, yeni çözümlerin eskiyerek ortaya çıkardığı yeni sorunları yada yeni gereksinimleri.. onların da.. bu işi bitiremezsiniz! Değişim bitmeden yenilenir, süreklilik kesilmeden yinelenir.. biten ve  kesilen nesnelerin koyboluşunu ve acısını yada  ölen ve yiten   kimselerin ayrılğını ve üzüntüsünü  nereye koyacağız ? Ya da, bitmez ya (Ni’met ve Hamd sorunu bitmez! Ayet ve Şükür davası tükenmez!)  gelecekte  sorunları bitirdiğimizi varsayalım..geçmişte  giden kimselerin, canların, cananların, zihinlerin, şuurların, istiyenlerin, arzulayanların, sevenlerin günahı neydi ?

Mutluluk ve kutluluk geleceğin, mutsuzluk ve yoksulluk geçmişin mi olacak ? Kitlelere kıyan katiller cezasız mı kalacak ? Kendini insanlığa feda eden adiller, mükafatsız mı olacak ? Ve en kötüsü bu iki uç eşit mi olacak ? Bu haksızlığa dayanamıyorum. Bu acıya katlanamıyorum ve Buna isyan ediyorum. Tabiat denen  sözde ilahı yadsıyorum ve Tarih denilen kara yazgıyı tanımıyorum. Bu sanı ve şu kanı, benin,  yalancı ve inkarcı yanılsaması ve bencil ve çıkarcı bir yansımasıdan ibaret bilgisizlik ve acımasızlıktan başka bir şey değil. 

Bitmez tükenmez sorular ve sorunlar... Demek ki Kozmik ağacın iki dalı olan cennet neden ucuz değildir ve cehennem niçin luzumsuz değildir, şimdi anlaşılıyor ? 

Bu ontik, kozmik ve existantial varlık-konularını her zaman sizinle tartışmaya ve konuşmaya hazırız. Görüşlerimizi eleştiri süzgecinden geçirerek  düzeltmeye ve bilgilerimizi bildiklerinizle denetlemeyi bekleriz. Ama  mahkemelerdeki hakimlerin maaşları için çalıştığını , Hastaneleredeki hekimlerin saygınlığı için çalıştığını , Labaratuvardaki alimlerin şöhret için  tasarım uğraştığını, dairelerdeki müşteşarların makam için karar için çırpındığını düşünenler aldanır.  Anlamsız ve amaçsız boş ve geçici bir dünya için   karar ve çare,  bilim ve işlem ürettiğini sananlar yanılırlar..  Üst bilinçleri herhangi  bir çıkar için bu işleri yapsa da alt bilinçler,  erişilen  başarılarla birlikte, yapılanların  sorumlululuğunun yüklenildiğinin de farkındadır. Bu işte, hırsı ve hıfzı hayat,  bu işletimin  tadını alsada;  fevki ve tahtı şuur,  işlemlerin yükünü taşır. Ne mi demek istiyorum? Ve’lerin yerine kırmızıları koyarsanız anlarsınız! 

 

GİRİŞ